Azınlık modelinden azlıklar stratejisine

Gerek bölge, gerekse Türkiye açısından bakıldığında Musul-Halep hattında yaşanan sıcak çatışma ile Bağdat-Şam arasında yaşanan diplomatik krizi anlamlandırabilmek ancak yüzyıllık tarihi perspektiften bakmayı gerektirir. Osmanlı’nın tasfiyesi sonrası bile modern anlamda ulus ve ulusçuluklara yabancı idi bu coğrafya. İslam medeniyet ufkunun şekillendirdiği bu bölgedeki Avrupa tarihine özgü ne modern ulusçuluk ne de Avrupa’yı şekillendiren mezhep çatışması vardı. Tarihimizde her şeyi sorunsuz gösteren anakronik romantizm bir yana, modern dünyayı şekillendiren zihniyetin arkeolojisi açısından farklı okumaları gerektiriyor.. Hala ulus devletlerin yapaylıklarının ortaya çıkardığı sorunlarla boğuşan bölgede ulus inşasının da her tür toplum mühendisliğine rağmen başarılı olduğu söylenemez.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 26, 2016

Ses ve çizgi

Bundan on yıl kadar önce (2005) Londra’da açılan bir sergi çok konuşuldu. ‘Türkler: Bin yıllık yolculuk’ başlığını taşıyan sergi Royal Academy of Art’de izleyicilerle buluştuğunda üzerinde çok tartışıldı, yazılar yazıldı. Türklerin Orta Asya’dan Avrupa ortalarına uzanan yolculuklarını, kültür ve medeniyet verimlerini yansıtan eserler Batılıları hayli etkilemişe benziyordu. Ancak sergilenen eserler arasında Topkapı Sarayı’ndan getirilen bazı çizimler ise sanat tarihi açısından adeta keşfedilmemiş, fark edilmemiş eserler olarak ezber bozacak nitelikteydi. Mehmet Siyahkalem’in çizgilerini gören sanat tarihçileri, eleştirmenler için resim sanatı hakkında bildiklerini yeniden düşünmeye davet eden nitelikteydi.

DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 26, 2016

Aliya tedirginliği

Aliya İzzetbegoviç’in her vefat yıldönümünde bir tedirginlik kaplar içimi. Aslında anılmaya değer tüm insanlar için de bu tedirginlik geçerli. Onu anlamadan yapılan anma etkinliklerinin anlaşılmasının önünde en büyük engel olmaya başlamasının tedirginliği… Aliya için her vesile yapılan övgülerde ısrarla görmezlikten gelinen husus, onun bir düşünür olarak İslamcılık düşüncesine yaptığı katkının görmezden gelinmesidir. Çağdaş İslam düşüncesinde yeri itibariyle, Aliya’nın kahramanlık öyküleri kadar ciddiyetle ele alnması gereken fikirleridir.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 20, 2016

Tags: ,

Sistemin sinir uçları

İmparatorlukların tasfiyesi sonrası ortaya çıkan uluslararası sistemde Türkiye’nin durumu istisnaidir. Batılı imparatorluklar tasfiye edildiğinde jeopolitik ve jeostratejik hinterlandı yeni duruma adapte ederek, bir şekilde nüfuz alanlarını sürdürdüler. Britanya’nın, Fransa’nın imparatorluklarının tasfiyesi sömürgelerinden el etek çekmeleri anlamına gelmedi. Bir şekilde yeni formülasyonlarla (Common Wealth gibi) ekonomik ve siyasal bağımlılık ilişkisini sürdürmeye devam ettiler. Bunu mümkün kılan en önemli argümanlar da kültür ve dil ortak paydası idi.
Osmanlı’nın tasfiyesinde ise hafızası ve mirası ile tamamen tarihten silinmesi hedeflendi. Osmanlı’yı tasfiye eden emperyalist güçler mirasına konarak vassal ilişkilerini tesis ettiler. Zaten Osmanlı’yı tasfiyeye götüren de onun jeoekonomik ve jeostratejik mirası idi. Petrolün dünya ekonomisindeki stratejik önemi anlaşıldıktan sonra bu silahın Osmanlı’ya bırakılmaması gerekiyordu. Ve tasfiye sonrası bu ekonomik mirasa da sömürgeciler konacaktı.

DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 20, 2016

Tags: ,

Geleneksel sanat mümkün mü?

Sanat ve hayat arasında ilişki hep tartışılmıştır. Geleneksel toplumlarda kozmik dengenin bir tezahürü olarak sanat ile hayat arasında bir şekilde ilişkinin var olduğu kabul edilir ve bu anlayışla sürdürülürdü. Modern insanın kendini varlığın merkezine oturtması, geleneksel varoluş hiyerarşisinin, kosmosun tepetaklak olması sanat alanında da kendini gösterecekti.

Türkiye’de son on beş yıldır geleneksel sanatlara belli ölçüde ilgi ve teşvik var. Hatırlıyorum 90’ı yılların başında geleneksel sanatları önceleyen bir “sanat galerisi” girişimimiz olmuştu. O vakitler hat, ebru gibi alanlarda eserlerini sergileyecek sanatçı sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.. Hele bunların bir galeride, sanat çevrelerine hitapeden bağımsız sergi açma imkanı bulmaları olağanüstü bir gelişme sayılmıştı. Hayatını geleneksel İslam sanatlarına adamış bir avuç çilekeş sanatçının fedakarlığı ile bazı geleneksel sanatlar hayatiyetini sürdürmeye çalışıyordu.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce, Kültür

Yazanemreakif on October 13, 2016

Tags:

Mahallenin gençlik sınavı

Muhafazakarından İslamcısına tüm renkleriyle dini hassasiyetleri, kaygıları öne çıkan bu toprakların dinamizmini besleyen bir kitle var. Bu kitle siyasal tercihlerde farklılaşsa hatta birbirine rakip yapılarda karşı karşıya gelseler bile ortak paydaları dini kaygıları oldu. Bu toprakların varoluş imkanını ancak İslam sayesinde mümkün olabildiğinin farkında olmak gibi ortak özellik.

Nihai hedefleri açısından, dini kaygıları olmak gibi ortak paydada buluşan İslami kesimin her zaman insan yetiştirmeye, İslami hayat tarzını öncelemeye yönelik çalışmaları oldu. Bu çalışmaların niteliği, din anlayışlarının içeriği, yöntem sorunları, siyasi duruş, güç ilişkileri gibi farklılıklar ayrışma nedeni olsa da görünür planda iki kesim öne çıkacaktır. Bunlardan, Nurculuk kendi başına bir akım olarak dini yorum ve yöntemi ile ayrı bir yerde durdu. Siyasal bir kimlik olarak Milli Görüş çatısı altında toplanan geleneksel cemaatler, tarikatlar ve İslamcı yapılanmalar toplumsal ve siyasal söylemi ile öne çıkacaktır. Ve Kemalizmin sağ versiyonu olarak siyasete el koyan seçkinci sağ muhafazakar çizginin Demokrat ve Adalet Parti geleneğinden ayrışacaktır. Siyasal analiz boyutu bir yana Milli Görüş’ün İslamcılık anlayışı, muhtevada ne kadar muhafazakar ne kadar sistem muhalifi olduğu bir yana müesses nizamın bu hareketten (en azından mensuplarından) hiç hoşlanmadığı aşikar. Üstelik sistem içi muhalefeti bile sancılı olacak ilk fırsatta ele geçirdiği iktidar ortaklıklarında bile hedefe konacaktı.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 11, 2016

Tags: , ,

Lozan’ın sesi Bağdat’tan gelir

Ankara’da Lozan polemiği yaşanırken yankısı Bağdat’tan geldi. Aslında bu işin ‘doğasına uygun’ bir tepkiydi ve bu kimseyi şaşırtmamalı. İmparatorluğun tasfiyesi ve onun mirası üzerinde yeni devletin inşasını resmen tamamlayan Lozan anlaşmasının ana ekseni kurulacak yeni entitenin Batı ile olduğu kadar Ortadoğu ile ilişkilerinin mahiyetinden ibarettir.

Lozan “zafer mi hezimet mi” şablonuna indirgenen anlaşmanın Türkiye’ye biçtiği rol, bir ulus devlet olarak imparatorluk mirası ile her tür bağının koparılması şeklinde özetlenebilir. Bu bağın koparılması sadece jeostratejik ilişkiler bağlamında değil, kültürel müşterekliklerin de kesilip atılmasıdır. Osmanlı’yı parçalayan emperyalizmin “evrensel medeniyet değerleri” ile devralınan mirasın tarihi ve kültürel kökleri arasında yapılan bir tercihti bu.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 11, 2016

Tags: ,

Enformatik sızıntılar çağı

İletişim, yaşadığımızı dönemin alamet-i farikası sayılıyor hala. Haberleşme ve bilgilen/dir/me anlamında iletişimin hızla geliştiği, yaygınlaştığı, hayatı kuşattığı bir dönemdeyiz. Zamanı dönemlere ayırmaya yatkın Batı kültürünün her yeni icat karşısında tarihe damgasını vurma iddiası iletişim olgusu için de geçerli; atom çağı, feza çağı gibi tarihin sonunu da ilan eden yaklaşım eşyanın zamana hükmetme iddiasını içerir. Zamana hükmetme iddias bir tür ilahlık denemesidir … Modern insanın kendini hakikatin, evrenin merkezine oturtması, kendi icatlarına da aşkın değer biçmesini getirdi….

İletişim aygıtlarının gelişmesi teknolojik başarı ile sınırlı kalmadı. Teknolojik yenilenmenin endüstriyel hale gelmesi ile birlikte iletişimin bizatihi kendisi bir meta, bir değer haline getirecektir. Sanayi kapitalizminden finans kapitalizmine geçilebilmesi biraz da bu iletişim (enformasyon) imkanlarının gelişimiyle alakalı. Küreselleşme denilen ulus devlet sınırlarını esneten, delen olgu aslında finans kapitalizminin ulus devlet üstü bir güce ulaşması demekti.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 6, 2016

Tags: , ,

Bilgisiz analist yahut her şeyin uzmanı

Son dönemlerde medyada en rahat kalem oynatılan alanların başında herhalde dış politika gelir.

Dünya gündemine, dış haberciliğe, dış politikaya ilginin artması uzun süre içe kapanık yaşamış bir toplum için sevindirici sayılması gerekir. Statükonun toplumu kontrol altında tutabilmek için ekonomiden iletişime, akademik hayattan seyahat özgürlüğüne kadar dış dünya ile teması idelojik bir tercihti. Yabancı ülkelere seyahat edebilmek, okumak için gitmek bir ayrıcalıktı. Dışarıdan bir kitap getirmek bile ciddi engelleri aşmayı gerektirirdi. Bu ortamda dış politika, dünya gündemi de gazetelerde sınırlı düzeyde yer alırdı. Dış politika uzmanı yazar ve gazeteciler de zaten sınırlıydı; onlar da resmi dış politikanın gereğine uygun dünyadaki gelişmeler yorumlarlar ya da belli konular süzgeçten geçerek haber olabilirdi
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 4, 2016

Konfüçyen kapitalizminin mistik yüzü?

Çin, Kenya’daki Nairobi Ulusal Parkı’nın içinden tren hattı geçirmeyi planlıyor’

Kapitalizmin, farklı kültür ve toplum yapılarına eklemlenerek ve kendine eklemleyerek yayılması başka bir sistemde bulunmayan ilginç bir özellik. Kazanmaya, servet birikimine dayalı bir sistemin bunu meşrulaştırmak için farklı değer yargılarını, dinleri bile kullanması anlamına geliyor bu.

Çin’in ekonomik yükselişi ve bir dünya gücü olarak sahne almaya hazırlandığı şu dönemlerde kapitalizmi kutsayan, insanlığın mutlak kaderi, kaçınılmaz sonucu olarak sunan sosyal bilimciler epeydir hararetli teorik tartışmalarla meşguller.. Doğu dinlerini, geleneksel mistik öğretileri modern dünyanın yükünden bunalanlar için bir terapi unsuru olarak görenler artık onun yeni boyutlarını keşfetti: Konfüçyüs dini ve kapitalizm ilişkisi. Tabii bu tartışamaya girmeden önce daha genel ve üst çerçeveyi çizecek olan modernizm ve Konfüçyüsizm ilişkisine dair sosyal bilimcilerce epey literatür oluşturdu. Hatta Konfüçyüsizmde demokrasinin tarihsel kökenlerine dair makaleler okumuşluğum vardır.

DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on October 3, 2016

Tags: ,