Avrupa (Birliği) miti çöküyor mu?

Avrupa BirliÄŸi kuruluÅŸundan bu yana en büyük sarsıntıyı yaşıyor. Muhtemelen bu kırılma ile ortaya çıkan ayrışma daha da derinleÅŸecektir. Görünen o ki en azından Avrupa BirliÄŸi bundan böyle Britanya’sız yoluna devam edeceÄŸi reel bir yapıya evriliyor. Avrupa BirliÄŸi’nden ilk kopanın neden Britanya olduÄŸu sorusunun cevabı, BirliÄŸe üç büyüklerden en son katılanın neden Britanya olduÄŸuna verilecek cevapta saklı.

Avrupa BirliÄŸi fikri; her ne kadar Ä°kinci Dünya Savaşı’nın külleri arasında doÄŸan, 60 milyon insanın canı pahasına verilen büyük kapışmadan ders alarak yeni bir Avrupa kurma çabası olarak okunsa da kökleri daha derinlere inen siyasi, düşünsel ve kültürel köklere sahip.

Avrupa’nın coÄŸrafi bir yapılanma olmaktan daha fazla anlama geldiÄŸi iddiasının arkasında, Batı Avrupa’nın Roma Ä°mparatorluÄŸu’ndan sonra tarihte ilk kez yükseliÅŸe geçtiÄŸi son 500 yıllık süreçle ve özellikle Sanayi Devrimi’yle gelen rakipsiz güç olması gerçeÄŸi vardır. Avrupa’nın bir kıta olmaktan çok bir fikir olduÄŸu tezi, farklı isimler tarafından dillendirildi. Hıristiyanlık, kutsal ittifak, aydınlanma, uygarlık ve bunun karşısında Avrupalı olmayan, farklı olan öteki/ler… Avrupa karşıtı ve öteki olarak düşman ve rakip hemen hemen her zaman Ä°slam, Müslümanlar, Araplar, Türkler oldu.

Avrupa’nın modern tarihi boyunca büyük savaÅŸların, rekabetin alanı olması, imparatorluklar rekabeti gibi görünse de bu rekabetin tarihsel kökenleri Roma’ya dayanır. Avrupa’yı her yüzyılda birkaç kez yangın alanına çeviren savaÅŸlar aslında Roma’yı yeniden kurma çabalarıdır.

Kutsal Roma Germen Ä°mparatorluÄŸu’ndan Napolyon’a, iki dünya savaşından Hitler’e uzanan modern tarihin en büyük kitlesel ölümlü savaÅŸlarının bir nedeni de Roma’yı, Roma birliÄŸini yeniden kurma iddiasıdır. En azından bu savaÅŸları meÅŸrulaÅŸtıran bir idea…

Bugüne kadar Avrupa, birlik olma idealini ve özlemini ya kendi içindeki fatihlerin tüm Avrupa’yı fethetmesi ÅŸeklinde ya da dışa doÄŸru büyük saldırılarla geniÅŸleyerek gerçekleÅŸtirmeyi denedi. Bu açıdan bakılınca Haçlı seferleri, “birliÄŸi” gerçekleÅŸtirme yöntemlerinin farklı türlerinden biridir. Askeri ve dini çatışma bu modelle bastırılmaya çalışılırken Roma’ya giden yolun taÅŸları döşeniyordu. Napolyon döneminin aydınlanmacı filozoflarının Avrupa’da birliÄŸi saÄŸlamak için ortak bir ordu ile Mısır’ı iÅŸgal etme projesi bunu tipik örneÄŸidir. Ãœstelik bu fikri Napolyon baÅŸaramasa da Ä°ngilizler daha sonra hayata geçirecektir.

Avrupa için asıl sorun, her dönem eksik olmayan fatihlerin Avrupa’yı dize getirerek Roma’yı ihya etme çabası… Her büyük kapışmadan sonra da Avrupa/nın BirliÄŸi/ni kan dökmeden gerçekleÅŸtirme arayışlarına tarihte sıklıkla rastlanır.

Roma’nın yeniden kurulma ideali Avrupa fikrinin, idealinin ve uygarlığının biricikliÄŸi iddiasıyla pekiÅŸtirilir. Hiçbir coÄŸrafi varlık kendini bir medeniyetle, “fikir”le özdeÅŸleÅŸtirmezken aslında tarihi çatışmalar ve birlik arayışlarıyla ÅŸekillenen bir kıtanın bir uygarlık modeli ile özdeÅŸleÅŸmesi; dünyayı Batı, daha doÄŸrusu Avrupa merkezli okuyan, tüm insanlık tarihini ve birikimini Avrupa’ya göre yorumlayan tekilci bir yaklaşımı yansıtıyor.

Bu nedenle Avrupa’nın her birlik arayışı yeni dışlanmalar ve çatışmalara davet eder.

Sistem içinde dışlanacaklar tarihsel olarak bellidir. Buna yeni unsurlar da eklenerek kendi varlık alanını korumaya çalışır Avrupa.

Kant’tan Victor Hugo’ya birçok düşünür ve edebiyatçı her büyük kapışma döneminde barışçıl Avrupa BirliÄŸi idealini dile getirdikleri gibi son büyük kapışmada da benzer hayaller gündeme geldi. Ä°kinci Dünya Savaşı bitiminde Avrupa’nın en ayrıksı ülkesi Ä°ngiltere’nin lideri Churchill “Avrupa ailesini yeniden kurmak” için ilk mesajı veren isimdi. Buna raÄŸmen proje Alman-Fransız tasarımı olarak hayata geçtiÄŸinde Ä°ngiltere buna mesafeli duracak, hep dışarıdan müdahale ettiÄŸi Avrupa bu sefer onu dışlayacak, BirliÄŸe katılımı çok sonra gerçekleÅŸecekti.

Yeni yol ayrımında Ä°ngiltere’nin kültürel ve coÄŸrafi olarak Avrupa’dan soyutlanmış bir ada özelliÄŸini sergileyerek ayrışmayı derinleÅŸtiren bir adım atmasının Avrupa’nın geleceÄŸi için sembolik anlamı olsa gerek. Amerika ile beraber Avrupa BirliÄŸine müdahil olmaya çalışan Ä°ngiltere bunun maliyetini kaldıramayacak duruma gelince yolunu ayırdı.

Avrupa kendi mecrasında ayrışma ve çatışma sarmalına dönerken Avrupa BirliÄŸine “bir medeniyet projesi” olarak dahil olma niyeti sergileyen Türkiye’nin hangi medeniyet dairesine ait olduÄŸunu yeniden sorgulaması gerekmektedir. Ãœstelik muhafazakâr bir iktidarın AB’yi medeniyet projesi olarak “takdis etmesi” tarihin en büyük ironilerinden biri olsa gerek.

Evet, bir “Roma idealini” gerçekleÅŸtirme projesi olarak AB bu kez ekonomik kapışmanın kurbanı olabilir. 20. yüzyılın en büyük miti olan Avrupa çoktan çökmüştü ama “Roma ideali” olarak AB projesi de sarsılmaktadır.

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on December 13, 2011

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar