Sadece bir Mandela yazısı!

Londra hala dünyanın en renkli başkentlerinden biridir. Bu şehir pek çokları için hala özgürlüğün başkenti; Afrikalıların, Asyalıların… İngiliz sömürge mirası yönetimlerden bunalanların, yine İngiliz siyasetinin desteklediği despotlardan kaçanların sığınağı. Caddelerinin bir köşesinde toplanıp yağmurda ıslanarak ısrarla ülkelerindeki haksızlığa karşı gösteri yapabildikleri tuhaf çelişkilerin, ayartıcı ve yanıltıcı özgürlüklerin şehri… DEVAMI>>>

Suriye iç savaşına yeni ayarlar

Suriye’de iç savaşta hem askeri, hem siyasi anlamda dengeler hızla değişiyor. Muhalefetin kurduğu yeni ittifaklar, yeni cepheler bir yana, bunların kime muhalefet ettiğini bile tartışmalı kılacak gelişmeler yaşanıyor.

Askeri olarak Muhalefet ve Esad güçleri arasındaki dengelerin Cenevre öncesinde değişmeye başladığının, rejimin sahada zaten üstün olan silah gücüne dayalı olarak dengeleri değiştirmeye çalıştığının işaretleri belirdi. Bu durumu sadece silah gücüyle izah etmek abesle iştigal olur. Özellikle hava gücünü kullanır hale gelmesi, toplu cezalandırma ve katliamdan çekinmemesi en önemli göstergeler. DEVAMI>>>

İsrail-Suudi aynasında tarihsizleşme

Tarih neyimiz olur? Bu kışkırtıcı sorunun cevabı tarihin değil bugünün ve yarının hükmüne işaret eder.

Tarihi hafızadan yoksun toplumlar, tarihi derinliği olmayan devlet ve gelenekler su üstüne yazı yazmakla meşguldür.

Tarihi niçin okuruz; tarihe neden müracaat ederiz? Geçmişi öğrenmekten çok, geleceği okumak için tarihe başvurmak gerektiğini söyleyebilirim. DEVAMI>>>

Hatıratlar neyi hatırlatır?

Hatırat yazmayı pek sevmediğimiz, hele günlük tutma alışkanlığı, disiplinini edinemediğimiz çokça söylenir. Yazılı kültürle olan ilişkimizin gecikmişliği kadar toplumumuzda yazılı metin olarak hatırat konusunda çok zengin olmadığımız neredeyse itirazsız kabul gören tespitlerdir. Yayıncılık yaptığım dönemlerde hemen herkesin tekrarladığı bu tespiti abartılı bulacak kadar sürprizlerle karşılaştım. Özellikle Osmanlı’nın son döneminde asker, bürokrat, aydın tiplerinin bu konuda hiç de küçümsenemeyecek sayıda ürün verdiği bir gerçek. DEVAMI>>>

Nükleer anlaşmanın bölgesel izdüşümleri

İran ile 5+1 grubu, yani nükleer güç sahibi ülkelere ekonomik bir güç olan Almanya’nın eklemlenmesiyle oluşan koalisyon arasında yapılan görüşmelere dair ayrıntılar ortaya çıktıkça bunun sadece stratejik önceliklerden ibaret olmadığı anlaşılıyor. 1979’da gerçekleştirdiği devrimden bu yana İran ilk kez ‘büyük şeytan’la masaya otururdu; Batılıların İran’ı muhatap almaları, bir tür tanımaları da ilk… DEVAMI>>>

Muhafazakar Kalvenizm!

İslam ekonomisi tartışmaları tarih olarak hiç de yeni değil. Modern dünyada geçerli ekonomik sistemler karşısında kısaca ‘müslümanca bir hayat, iktisadi faaliyet nasıl yürütülebilir’ sorusuna aranan cevapların toplamı denilebilir. Her ne kadar ekonomi kavramının içeriği ile İslam bir araya gelince sorunlu bir kavramlaştırma ortaya çıkıyor ise de muhteva arayışındaki kaygıları önemserim. Türkiye dışında farklı coğrafyalarda bu konuda belli bir literatür olmuştu ki nasıl olduysa birden bu arayışlar İslami bankacılık yahut faizsiz bankacılık denilen alana kaydı. DEVAMI>>>

Sarayların dili

Geçen gün yakın dostum Kemal Kahraman, değerli yazar İbrahim Çelik’le beraber bizi Dolmabahçe Sarayı’nı gezdirirken önemli ayrıntıları keşfetmemi sağladı. Saray olanca batılı etkiye rağmen hala geçiş döneminin, geleneğin izlerini de taşıyor. DEVAMI>>>

Konuştuğumuz ‘Kürt meselesi’ mi?

Kürt meselesine bir de buradan bakmayı deneyelim…

Hükümet her aşamada siyasi risk alarak bir adım attı. Atılan adımların eksikleri, hataları, yaklaşımı, dili eleştirilebilir. Muhtemel yol kazalarının açacağı hasarları, hatta başarısız olma durumunda ortaya çıkacak kaos ve şiddetin bedelini de göz önüne alarak eleştirme hakkı herkes için saklı. Zaten bu yönde muhalif olmaktan çok, çözümsüzlüğü adeta liberal ve ulusalcı kisve içinde savunanlar bol miktarda yayın yapıyor. ‘Ama’ ile başlayan ve her olumlu girişimi adeta sıfırla çarpan bir akıl yürütmenin ahlaken sorunlu olduğunu düşünüyorum. DEVAMI>>>

Dil kılıçtan keskindir

Dil içimizin aynasıdır.

Dile getirilen şey, dile getiriliş biçiminden ayrı düşünülemez. Hakikat, biraz da hakikatin taşıyıcısına bakılarak değerlendirilir.

Son günlerde siyasal rekabet, iktidar mücadelesi olarak yorumlanacak bir tartışma, daha doğrusu dershaneler konusunda sergilenen iki farklı tavır ciddi bir kamplaşmanın işaretlerini veriyor. Siyasetin bu yönde aldığı söylenen muhtemel bir karar Cemaat’i ve çevresindeki sosyal yapıyı rahatsız etmiş görünüyor. Her iki tarafın da argümanları farklı. DEVAMI>>>

Ankara’dan Ortadoğu’ya biçilen gömlek

Barzani’nin resmi sıfatıyla Diyarbakır’a gelmesi, Başbakan’la görüşme yapması nerden bakılırsa bakılsın önemli bir olay. Türkiye’nin dış politikasından Kürt meselesine bakışına, çözüm sürecinden Ortadoğu’daki dengelere uzanan pek çok ilişkinin kesim noktasında. Bir yanda kimi tabular yıkılırken diğer tarafta yeni tabular, yeni zihinsel duvarlar örülüyor. DEVAMI>>>