الإعدامات.. عندما تكون تخطيطاً إستراتيجياً

تجاوز عدد المحكوم عليهم بالإعدام قبل مرور عام على الإنقلاب فى مصر، الألف. حيث حكمت محكمة جنايات المنيا بالإعدام على 683 من أعضاء جماعة الإخوان المسلمين من بينهم مرشد الجماعة محمد بديع إضافةً لـ529 آخرين حُكِمَ عليهم بالإعدام من قبل. وحتى لو تم تخفيف الحكم على بعض منهم إلى “المؤبَّد”، فإن عدد من سيتم تأييد إعدامهم ليس بقليل. والمحاكمات لازالت مستمرة، ولن يُدهِش أحداً صدور أحكام جديدة بالإعدام. DEVAMI>>>

‘Tarihin hatası’ bir ülkeden notlar

Avrupalılık diye bir şey varsa bu, ortak paylaşılan bir geçmiş kadar ortak çelişkilerin birleşimi olmalı. Avrupalılığın ortak geçmişi kadar ortak çelişkilerini de bir arada yansıtan şehirler, ülkeler açık tarih kitabı gibidir. Şehrin anıtları, mimarisi, insan davranışları, kültürü, dili… her ne varsa bunca çeşitlilik içinde ortak Avrupalılık kimliği icat edebilmek de yine Avrupalılara özgü bir durum. DEVAMI>>>

Dönüşüme kafa tutan ev

Fotoğrafa bakınca ‘dünyaya kafa tutan bir ev’ dedim kendi kendime. İki katlı, sadece kendinin hacmi kadar genişlikte bir tepede asılı gibi duruyordu. Çok kısa bir süre önce aynı toprak zemini paylaştığı evler, koskoca bir semt gitmiş, dev kepçeler semti alabildiğine eşmiş, bir mahalleyi alabilecek genişlikte bir alan çökmüştü. Bu yeni çukur alanda, etrafı tamamen boşalan iki katlı bina, sanki ortaçağ şatolarını hatırlatır biçimde sipsivri bir tepede tek başına kalmıştı. Her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu fotoğraftan bile anlaşılıyor. DEVAMI>>>

Kırımoğlu’na ‘Aliya ödülü’

Hayatını adeta Kırım Tatarlarının özgürlük mücadelesine adamış bir lider Kırımoğlu. 70’li yıllarda Sibirya’da sürgündeyken ölüm haberiyle çalkalanmıştı Türkiye. Daha çok sol-sağ, Türkçü-milliyetçi, devrimci-Marksist, yani Sovyetçi kamplaşmanın parantezine sıkıştırılmış bir isimdi. Dünya onu tek başına Sovyet diktatörlüğüne karşı verdiği mücadeleyle tanıdı. Daha sonra Sovyetler çöktü ve Kırım’a döndü… Kırım Tatar Milli Meclisi’nin döşemesiz, duvarları yer yer dökülmüş ilk binasında karşılaşmıştım onunla. Ufak tefek cüssesine rağmen yürek dolusu bir adamdı. DEVAMI>>>

‘Sınıf’ üstüne yanlı bir yazı

Hayatı, yaşadığı dünyayı anlamlandırmak, yorumlamak, buna göre tavır almak, müdahil olmak Müslüman olarak yeryüzünde bir yer işgal ettiğinin bilincine varan her fert için gereklilik. Bu bilinçtir ki bazı Müslümanları bazılarından ayırır.

Bu nedenle belki de İslam toplumunun, Marksist sınıf çözümlemesine bir tepki olarak sınıfsız bir toplum modeli önerdiğini savunmak yanıltıcı olur. Zira ekonomik temelli bir sınıf yapısı olmasa da erdem ve bilgiye dayalı bir ayrım, tabakalaşma vardır. Bilenlerle bilmeyenleri bir tutmayan bir dinin bireye ve topluma bakışı; bunları tasnifi, ayrıştırması da temelde farklıdır. DEVAMI>>>

Stratejik mühendislik olarak idamlar

Mısır darbesinin üzerinden daha bir yıl geçmeden idam mahkumlarının sayısı şimdiden bini geçti.. Daha önce idama mahkum edilen 529 İhvan üyesine ilave olarak dün de Minye Ceza Mahkemesi, İhvan lideri Muhammed Bedii’nin de içinde olduğu 683 kişiye idam cezası verdi. Bunların büyük kısmının müebbed hapse çevrileceği düşünülse bile idamı kesinleşecek olanların sayısı hiç de az değil. Ve üstelik yargılamalar devam ediyor, yeni idamların gelmesi artık kimseyi şaşırtmayacak. DEVAMI>>>

Tatarlar arasında bir Ermeni sürgün

Büyük sürgünden yeni dönen Tatarlar ayaklarının tozuyla kaldıkları yerden işe başlamışlardı sanki. Sovyetler henüz dağılmış, Ukrayna diye bir ülke sınırlarında kalmıştı anavatanları.

Büyük sürgünden elli yıl sonra geri döndü Kırım Tatarları. Dönenlerin önemli kısmı, belki de çoğunluğu ana yurtlarını ya hiç görmediler yahut hatırlamayacak kadar küçüktüler giderken. Ama sanki genlerindeki hafıza onları bıraktıkları yerden hayata sarılmaya itiyor, sanki Kırım’dan sürülmemiş gibi kaldıkları yerden devam etmelerini sağlıyordu. DEVAMI>>>

Taziye dileyen devlet yüzleşebilir mi?

Osmanlı’nın tasfiyesinden sonra şu veya bu şekilde çözümlenemeyen, tarihin derin dondurucusuna emanet edilen konulardan biri Ermeni meselesidir. Başbakan’ın yaptığı insani içerikli açıklamanın bile bu kadar gecikmeyle gelmesinin ardında tarihin derin dondurucusuna havale edilen meselenin buzlarının hemen çözüleceği anlamını çıkarmak zor. DEVAMI>>>

Reklamın iğvasında şehirler

Bir kavram ne kadar çok tüketiliyorsa o kadar içi boşaltılıyor demektir. Bir kavrama, bir değere, özellikle politik ve sosyal alanda, ne kadar çok vurgu yapılıyorsa aslında o değerin eksikliği, hatta yokluğu söz konusu demektir. Dönemsel olarak en çok eksikliği hissedilenin, toplumun en arızalı olduğu tarafın politik dilde, o dönemde en fazla öne çıkan, kullanıma, tüketime sürülen kavram olması şaşırtıcı değildir. DEVAMI>>>

Erguvan: fanilik estetiği

İstanbul’un en güzel mevsimi erguvan zamanıdır. Hiçbir renk, hiç bir bahar belirtisi erguvan kadar İstanbul olamaz.

Erguvan geçmiş zamanların İstanbul’undan, Boğaziçi’nden bugüne bir esinti, bir renk, bir koku, bir imge… Erguvan bu bakımdan yaşayan, her dem taze olan bir nostalji duygusunu diri tutar. Eskimeyen duyguların canlılığıdır renkleri, naif bedeni, dalları geçmişin hatıralarını taşır… DEVAMI>>>