Suriye’de 13+153 kadın

Körfez’in küçük Arap ÅŸeyhliklerinden biri olan Katar’ın yıldızı bir zamanlar çok parlaktı. Özellikle Arap baharında adeta süreci yönlendiren, etkileyen, stratejik adımlar atan bir siyasi aktör haline gelmiÅŸti. Dev gibi (parasal ve coÄŸrafi olarak) Arap ülkeleri dururken ne kadar zengin olursa olsun jeo-stratejik ve jeo-kültürel hinterlandı son derece kısır bir ÅŸeyhliÄŸin bir anda devrimleri yönetecek kadar öne çıkabilecek bir siyasi akıl ve vizyonu var mıydı? El Cezire gibi küresel marka olmaya yönelen bir haber kanalına sahip olmak, bu misyon ve vizyon için yeterli miydi?

Bu soru asılı dururken Türkiye’nin de Körfez’de yakın iÅŸbirliÄŸi içinde olduÄŸu ülke, Katar’dı. Türkiye’nin önünün açıldığı, kimi heyecanlı stratejistlerde ‘yeni Osmanlıcılıktan’ çok bir tür ‘neo-Ä°ttihatçılık’ söylemine çokça rastlandığı dönemde, adeta ‘stratejik partner’ durumundaydı. Türkiye apolitik devrimler sonunda oluÅŸan siyasi yapılanmalara rol model olurken bunun finansal ve lojistik desteÄŸini de adeta Katar üstlenmiÅŸ görünüyordu.

Suriye’ye de sıçrayan muhalif gösteriler silahlı mücadeleye dönüşüp bir anda iç savaÅŸ manzarası ortaya çıktığında etkili görünen aktörler için de bir dönemin sonu gelmiÅŸti. Önce Suudi Arabistan ve diÄŸer Körfez ülkeleri etkin rol alarak muhalefetin siyasi ve askeri vizyonunu rehin alacak, sonra da radikalize edilmiÅŸ marjinal unsurlar öne çıkarılarak yeniden ÅŸekillenecek OrtadoÄŸu’da iki aktör devre dışı bırakılmış olacaktı. Mısır darbesinin ayak sesleri duyulmadan önce provası Suriye’de yapılmıştı. Mısır ve Tunus’tan baÅŸlayarak bölgeyi dizayn edeceÄŸine, bu bölgeye model olacağına inanan ve inandırılan Türkiye ve partneri Katar’ın bastığı zemin, önce Suriye’de sonra Mısır’daki operasyonla ayaklarının altından çekilmiÅŸ oldu.

Mısır darbesi öngörülen bölge dizaynının önünü kesmeye yönelik ilk büyük stratejik hamle oldu. Bu nedenle geçenlerde bu sütunda belirttiÄŸimiz hususu tekrarlamakta yarar var: Mısır’da düzen/denetim kurulmadan Suriye’de her hangi bir geliÅŸme beklememek gerekir. Ä°ÅŸte tam da bu nedenle Mısır darbesini bölge içi dinamiklere dikkat kesilerek okumakta yarar var.

Tam bu süreçte, son birkaç gün içinde, bu stratejik rol kapma oyunu uluslararası boyut kazanacak, baÅŸta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez emirlikleri Katar’dan büyükelçilerini peÅŸ peÅŸe çekeceklerdi. Ve dün de Mısır bu kervana katılarak büyükelçisini Katar’dan çektiÄŸini açıkladı.

Büyükelçilerin çekilme gerekçesi ile Mısır darbesinin nedeni ve perde arkasındaki aktörü çok daha net ortaya çıkıyor. OrtadoÄŸu’da kimin belirleyici olacağı ve ne yönde ÅŸekillendireceÄŸi meselesi aynı zamanda Suriye’de kanın akmaya devam etme nedenidir.

Bu arada Katar’da babasını devirerek iÅŸbaşına gelen yeni kralın küresel aktörlerle iyi iliÅŸkileri ve daha prensken milyarlarca dolarlık askeri projeler hazırlamasına raÄŸmen bu ülkenin diÄŸer Arap ülkeleri tarafından cezalandırılıyor olması, petrolün ve bölgenin küresel petrol sistemiyle baÄŸlantısının ÅŸakaya gelir yanının olmadığının en iyi göstergesi.

Elçilerin çekilmesinin gerçek nedeni ÅŸu; Katar’da hala Müslüman KardeÅŸler’in rahatça faaliyet gösterebiliyor olması. Bunun anlamı çok açık: Petrol ÅŸeyhliklerinin ve Suud, Mısır gibi büyük Arap ülkelerinin Ä°hvan gibi küresel sistemle anlaÅŸmaya hazır, Batı’yla belli düzeyde iliÅŸkiyle iÅŸbirliÄŸi yapmaya önem veren bir siyasal Ä°slam’a bile tahammülleri yok.

Mısır da Ä°hvan’ın önünün kesilmesi, özellikle Suud için stratejik bir adımdı: zira ne kadar ılımlı, Batı ile barışık olursa olsun Ä°hvan gibi siyasal bir örgütlenme her halükarda Suud ve Körfez emirliklerinin denetim altında tuttukları siyasal dinamizmi harekete geçirebileceÄŸi gibi, kendi din anlayışları açısından da tam bir meydan okuma sayılabildi.

Bu süreçte manidar olan; her ne kadar Araplar arası iç mücadele gibi görünse bile en fazla etkilenen Türkiye’nin kendine biçtiÄŸi ‘aÄŸabey’ rolünü oynamasına izin verilmeyeceÄŸidir.

Yeni durum Ä°srail’in OrtadoÄŸu’daki konumunu da yeniden belirleyecektir. DeÄŸiÅŸik yazı ve konuÅŸmalarımda altını çizdiÄŸim hususlardan biri; Mısır’ın geleceÄŸini belirleyecek olan ana maddelerden birinin Camp David denklemi olduÄŸudur.

Komplo teorilerinden, yahut nostaljik heveslerden öte, sahayı ve aktörlerin konumunu doÄŸru okuyabilirsek ancak geleceÄŸe dair bir ÅŸeyler söyleyebiliriz. Müslüman KardeÅŸler’in temsil ettiÄŸi Ä°slamcılığa bile izin vermeyen yeni bir dizayn gerçekleÅŸiyor. Arap baharına olduÄŸundan fazla anlam yükleyen ve erkenden rol kapmaya çalışanlar açısından bölge tekrar eski günlerine dönüş yaşıyor.

Son olarak, dün iki geliÅŸme yaÅŸandı: Suudi Arabistan’ın Ä°hvan’ı ‘terörist örgüt’ ilan etmesi, Mısır darbesinin ardında neden ‘Suud eli’ aramamız gerektiÄŸine de bir iÅŸaret. Buna ilaveten El Cezire televizyonun Suud’da yasaklanması Katarı aÅŸan biçimde bölgenin içe kıvrık yapıya geri dönme iÅŸareti olarak okunabilir.

Mısır’ın ardından Körfez de dizayn edildikten sonra, Ä°srail’in de devreye girmesiyle artık Suriye’ye sıra gelebilir. Ãœstelik Ukrayna’daki Rus hamlesine karşı Amerika’nın Ä°srail’e eski rolünü iade etmesiyle yeni sayfalar açılabilir. Katar’a yönelik diplomatik operasyonun devamı, Suriye’ye askeri olarak yansıyacak mı, göreceÄŸiz.

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on March 8, 2014

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar: