Kudüs’te direnen bir Ãœniversite

Kudüs her geçen gün Filistinlilerden ‘arındırılıyor’; yani Siyonist kolonyalizmin sistematik uygulamalarıyla ‘YahudileÅŸtiriliyor’. Dünyanın dört bir tarafından getirilen Yahudiler, dünyaya anlattıkları efsaneleriyle masumlaÅŸtırılmış bir etnik temizlik yaparak, doÄŸup büyüdükleri topraklardan Filistinlileri sistematik olarak temizliyor. Ve bu zamana kadar Ä°srail, Mısır’ı saf dışı eden barış anlaÅŸması karşılığında Sina’yı terk etmesinin dışında hiçbir konuda geri adım atmadı, hiçbir anlaÅŸmayı uygulamadı.

Kudüs’ün demografik yapısını, statüsünü sistematik ve geri dönüşü mümkün olmayacak bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirme ve iÅŸgali kalıcı hale getirme çabaları karşısında, Filistinlilerin durumu deÄŸiÅŸtirecek imkanları sınırlı. Özellikle FKÖ ve Ä°srail arasında yapılan barış anlaÅŸmasından sonra Kudüs ve Filistin’in iÅŸgal edilmiÅŸliÄŸini daha kalıcı hale getiren adımlar atıldı. Filistin’i bölen utanç duvarı bu dönemde örüldü, Batı Åžeria’da yerleÅŸimci sayısı bu dönemde daha da arttı ve her yıl binlerce Yahudi’yi barındıracak yerleÅŸkeler inÅŸa edilmeye baÅŸlandı. Bu çerçevede Kudüs hem demografik, hem askeri, hem de siyasi olarak daha fazla kuÅŸatılıyor, Kudüs’ün, Filistin’in tamamı ile irtibatı fiziki müdahalelerle kesiliyor.

Bu süreçte Filistinlilerin elinde direnebildikleri birkaç kurum kaldı. Dini ve tarihi anlamıyla Mescid-i Aksa ve buranın idaresinden sorumlu vakfın dışında önemli bir kurum olarak Kudüs Ãœniversitesi. Kudüs’teki Filistinli varlığını uluslararası düzeyde temsil edecek, aynı zamanda Filistinlilerin Ä°srail otoritesi karşısında parya durumundan kurtulmalarına katkıda bulunacak en önemli kurumlardan biri. Kudüs Ãœniversitesi Mukaddes Kudüs ÅŸehrine ve onun Filistinli halkına karşı güçlü bir taahhüdün ve sorumluluÄŸun somut ifadesi olarak herhangi bir eÄŸitim kurumu olmanın dışında anlam kazanıyor. Kudüs’ün kalbi sayılacak yerdeki konumu ile adeta ÅŸehrin Ä°slami hüviyetini ve mirasını korumak için ilk savunma hattı iÅŸlevi görüyor.

Yıllar önce Kudüs Ãœniversitesi’ni gezdiÄŸimde dinamik yapısı ve tüm olumsuzluklara raÄŸmen bir üniversitede olması gereken altyapının kurulmuÅŸ olması beni ÅŸaşırtmıştı. Åžu an itibariyle Ä°srail iÅŸgali altında karşılaÅŸtığı zorluklara raÄŸmen tıp, saÄŸlık, bilim ve mühendislik alanlarında ve diÄŸer sahalarda kaliteli bir eÄŸitim düzeyini yakalamış bulunuyor. Tıp Fakültesi Arap dünyasındaki en iyiler arasında. 14 fakültesi, 55 lisans programı ve 42 master programına sahip ve öğrenci sayısı ise 13 bin civarında.

Tüm bu özelliklerine raÄŸmen Filistin’deki diÄŸer üniversitelerin aksine Ä°srail bu üniversiteyi resmen tanımamakta direniyor. EÄŸitim kalitesine raÄŸmen, (hatta bu kaliteden dolayı da denebilir) Ä°srail, Filistin ve Kudüs için ne anlama geldiÄŸinin farkında oluÄŸu için bu üniversiteyi resmen tanımıyor. Kudüs Ãœniversitesi, bugünlerde Ä°srail ambargosuna ve baskılarına direnerek yakaladığı çizgide ciddi bir tehditle karşı karşıya… Filistin meselesini dava edinen, sahiplenen tüm coÄŸrafya ve Ä°slam alemi için adeta bir tür turnusol kağıdı iÅŸlevi görüyor. Mescid-i Aksa ve Filistin’e duyarlı Ä°slam dünyası, Kudüs’ü çevreleyen, siyasi ve entelektüel anlamda bir tür koruma hattı oluÅŸturan bu tür kurumlara duyarlı deÄŸil ne yazık ki!

Kudüs Ãœniversitesi, bunca yıldır sürdürülen savaşın ardından, sonunda varlık-yokluk mücadelesi vermek durumuna gelmiÅŸ görünüyor. Kudüs’ün uluslararası hukuka göre konumuna binaen Filistin yönetiminin doÄŸrudan sorumluluÄŸunda olmamasına raÄŸmen yönetimin üniversiteyi denetimine alıp vaatlerini yerine getir/e/memesi, bu müesseseyi yürütecek, yaÅŸatacak irade ve imkanı göstermekten beri durması önemli sıkıntı kaynağı oluyor.

Uluslararası kurumların verdiÄŸi vaatlere karşın adeta sahipsiz kalan üniversite ciddi bir darboÄŸazdan geçmektedir. Biriken borçlar, öğretim üyeleri ve personelin aylardır ödenmeyen maaÅŸları bu stratejik kurumun geleceÄŸini tehdit etmektedir. Ãœniversitenin banka borçlarını ve çalışanların birikmiÅŸ maaÅŸlarını ödeyebilmesi için acilen 10 milyon dolara ihtiyacı var. Ãœniversite çalışanları 2 aydır ve bu ay itibarıyla 3 aydır maaÅŸlarını alamıyorlar. Türkiye’nin üniversiteye bir kız yurdu açma sözü sevindirici olsa da sorunu temelli çözmekten çok uzak.

Filistin meselesinin Gazze kuÅŸatmasına indirgendiÄŸi, Kudüs’ün ve tüm Filistin’in ikincil bir öneme itildiÄŸi algı ortamında bu konu gerçekten bir turnusol kağıdı iÅŸlevi görüyor. Filistin’in hamasetten çok stratejik akıl ve sistematik kalıcı çözümlere ihtiyacı var. Kudüs’ün önemsenmediÄŸi garip bir Filistin duyarlılığı söz konusu.

BaÅŸta Ä°slam Konferansı olmak üzere Arap ve Ä°slam ülkelerinin vaatleri ile kurulan, sistematik bir yardımdan çok bir takım giriÅŸimlerle inÅŸa edilen, yardımlarla bugüne gelen üniversitenin varlığını sürdürmesi ile Kudüs’ün varlığı arasında doÄŸrudan bir iliÅŸki var. Bakalım Türkiye, Filistin meselesine verilen bunca destek çerçevesinde, kabinede bunca akademiysen de varken, bu konuda adım atacak mı?

Ýlgili YazýlarDünya, Kültür, Siyaset

Editör emreakif on March 19, 2013

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Bir Önceki Yazý: