DoÄŸu Türkistan’ı Uzak DoÄŸu’da unutmak

Coğrafyaları tıpkı haritalar gibi kavramlarla, isimlerle, kodlamalarla algılıyoruz. Sofistike kavramsallaştırmalar en yakın dünyamızı uzaklara fırlatabiliyor. Hele iletişim çağında birer göstergeye dönüşen imkanlar vasıtasıyla dil ve görüntülerle en yakınımızdaki bir olay hiçliğe, unutulmuşluğa, ilgisizliğe mahkûm edilerek zihnimizden, kalbimizden uzaklaştırılıyor. Öte yandan okyanusların ötesinde bir kız çocuğuyla köpeğinin başına gelen ilginç bir olay tüm duygu dünyamızı işgal edecek şekilde paketlenip TV ve bilgisayar ekranlarında karşımıza çıkabiliyor.

Siyasi haritalarla birlikte coÄŸrafi algımız da alt üst oldu. Mesela yirminci yüzyılın ortalarına kadar Türkistan diye bir coÄŸrafya vardı; çok yakın bilirdik. Zamanla Batı Türkistan unutuldu tümden.. Orta Asya kaldı. DoÄŸu Türkistan daha uzun süre direndi. ‘Uygur özerk bölgesi’ oldu artık, o da terkedilip Çince bir özerk bölge ismi repertuvarımıza zorla girdi.

Uzak DoÄŸu ne kadar uzaksa DoÄŸu Türkistan o kadar yakın aslında. DoÄŸu Türkistan’ın Ä°slam aleminin bunca acılı coÄŸrafyalarının içinde ayrıca gündeme gelmesini zorunlu kılan gerekçeler var. Yakın bölgelerde belki çok daha acılı olaylar yaÅŸanıyor. Ama en azından acının boyutunu biliyoruz. Hatta elimizden gelirse bir kumanya gönderme imkanı bile var. Daha uzak bölgelerde benzer çaresizlikler ve acılara maruz kalan Müslümanlar da bu Ramazan’da bir ÅŸekilde hatırlanabiliyor. En çaresiz, sahipsiz Arakan Müslümanları için bile geçtiÄŸimiz yıllarda tüm Türkiye ayaÄŸa kalkabiliyordu. Bu anlamda halkımızın kuÅŸatıcı bir merhamet ve yardım duygusu, eÅŸi az bulunur bir insani özelliktir.

Tüm bunların yanı sıra DoÄŸu Türkistan’da Müslüman Uygurların bu Ramazan’da maruz kaldıkları baskı ve acılar katlanıyor.. Ne var ki ne yardım etme imkanı ne de olup biteni öğrenme kanalları mevcut. Çin gibi dev bir ülkenin iÅŸgali altında olmaları adeta tüm hevesleri baÅŸtan öldürüyor.

Ä°ki nedeni var: Çin gibi ekonomik ve siyasi olarak devleÅŸen bir ülkeyi Türkiye de dahil olmak üzere resmi olarak hiç bir ülke karşısına almak istemiyor. Çin’in küresel bir güç olarak yükseliÅŸi, özellikle DoÄŸu Türkistan konusunda her türlü tepkiyi dikkatle izlemesi, hiç boÅŸluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi baÅŸtan resmi teÅŸebbüslerin önünü kesiyor.

Hak ihlalleri konusunda dışa kapalı olması, uluslararası tepkileri etkisizleştiriyor. Özellikle dini ibadet ve özgürlükler konusunda Batılı insan hakları örgütlerinin sınırlı ilgileri oradaki asıl özgürlük sorununu örtbas etmeye kendiliğinden yetiyor. Bunlara rağmen kısıtlı sayıda insan hakları ihlalleri uluslararası platformda yer alsa da bir yaptırım gücü olmadığı gibi, yankısı da olmuyor.

Sahipsiz kalmış bu Müslüman coÄŸrafyada Ramazan’la birlikte dini baskılar yeniden baÅŸladı. Ne var ki, Çin tüm bunları uygularken aynı anda egzotik Uzak DoÄŸu tadında Çin’de Müslümanların Ramazan’ı nasıl coÅŸkuyla karşıladığını gösteren fotoÄŸraflar yayınlıyor. Bunu nasıl izah edeceÄŸiz? Nitekim Batılı ajans ve medya organları ‘Ramazan orucu yasak’ haberleri geçerken aynı anda Çin resmi haber ajansları da renkli Ramazan resimleri yayınlıyordu.

Olay kısaca şu: Resmi olarak Çin anayasasında dini ibadetleri kısıtlayan bir madde yok. Bu nedenle Doğu Türkistan bölgesi dışında kalan bölgelerdeki başta Huiler gibi Çin kökenli Müslümanlar ve Uygurlar gibi Türk kökenli Müslümanların oruç tutmalarında bir engel yok.

DoÄŸu Türkistan’a gelindiÄŸinde Çin Komünist Partisi’nin ceberut yüzü kendini gösteriyor. DoÄŸu Türkistan’da resmi dairelerde, okullarda hatta emekli memurların bile oruç tutmaları, her türlü dini faaliyetlere katılmaları yasak.

Bu yasak o kadar çifte standarda ulaÅŸtı ki, emekli memurlar sırf oruç tutmak için DoÄŸu Türkistan’dan Çin’in baÅŸka bir ÅŸehrine gidip Ramazan’ı geçirdikten sonra memleketlerine dönüyorlar.

Yasaklara bazı örnekler verelim: Turfan İl Ticaret Müdürlüğü internet sitesinden bir ihtar yayınlayarak, oruç tutan ve başka dini faaliyetlerde bulunan personelin cezalandırılacağını resmen duyurdu.

Boritala Radyo-Televizyon Üniversitesi ve Kaşgar Meteoroloji Müdürlüğü personeline Ramazan öncesi taahhütname imzalatarak Müslüman memurlardan oruç tutmayacakları ve dini ibadetleri yerine getirmeyeceklerine dair imza aldı.

KaÅŸgar Pedagoji Enstitüsü ise daha ilginç bir giriÅŸimde bulunarak Ramazan’da öğrenci yurtlarında çıkan yemekleri çeÅŸitlendirdiÄŸi gibi özendirici (!) uygulamalara baÅŸladı. Mesela öğleyin herkesi yemek yemeÄŸe zorlaması ve soda dağıtılması gibi. Ä°ftar ve sahur vakti yemekhanelerin kesin denetimi yapılırken normal öğünlerde yemek kalitesi artırıldı. Bu liste uzatılabilir. Okullarda zorla öğrencilere oruç bozdurma seansları uygulaması ilk akla gelen baskılardan. Resimlerde su içirilerek zorla oruçları bozdurulan öğrencilerin hali çok ÅŸey anlatıyor.

Tüm bunlar yaşanırken bu uygulamaların resmi olarak üstlenilmemesi, devletin uyguladığı şiddeti inkar etmesini kolaylaştırıyor. Zaten dar gelirli olan emekli bir Uygurun sadece Ramazan ayında oruç tutmak için başka bir Çin şehrine gittiği bir baskı ortamından bahsediyoruz. Dini müessesler, dini eğitim, camiler, okullar gibi toplumsal boyutu olan her tür dini uygulamanın durumu ise artık söz konusu bile edilemiyor.

Tüm bunlar olurken resmi düzeyde diplomatik ya da uluslararası sivil girişimlerin etkisizliği, yetersizliği ve hatta sessizliği söz konusu. Buna rağmen sıra dışı bir resmi ziyaret olursa gelen heyetin gözünü boyamak için her türlü mizansenin kurulduğunu söylemeye hacet yok.

Dünyanın en büyük ülkesinde dünyanın gözü önünde bir insanlık dramı, hatta bir tür melodram yaÅŸanıyor. Asimilasyon, karşı kontrolsuz tepki ve ÅŸiddet doÄŸuracaktır, o vakit de terör parantezine alınıp her türlü insanlık dışlı uygulamaya meÅŸruluk kazandırılıyor. DoÄŸu Türkistan Müslümanlarını daha da çaresiz ve acı duruma düşüren ise sahiplerinin olmaması. Uzak DoÄŸu’nun unutulmuÅŸluÄŸuna terkedilen DoÄŸu Türkistan’ı haritada bulduÄŸumuz an sahip çıkmaya baÅŸladık demektir.

Ýlgili YazýlarDünya, Düşünce, Siyaset

Editör emreakif on July 5, 2014

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar:
Bir Önceki Yazý: