Bağdat travması

BaÄŸdat-Irak parlamentosunun hemen yanı başındaki otelde Irak’ta yaÅŸanan deÄŸiÅŸim tecrübesi tartışılıyor. Tunus, Rusya, Ä°ran, Ä°ngiltere, Mısır, Moritanya, Azerbaycan, Norveç gibi ülkelerden gelen akademisyen ve analistlerden oluÅŸan katılımcılar Irak tecrübesini konuÅŸuyor.

Toplantıyı düzenleyen “Irak Stratejik AraÅŸtırmalar Grubu” BaÅŸbakanlığın desteÄŸiyle ve BaÄŸdat Ãœniversitesi’nden hocalar tarafından kurulmuÅŸ ve bu kurumun uluslararası düzeyde ilk toplantısı bu. Aslında Irak baÅŸbakanı Maliki’nin himayesinde demek daha doÄŸru olur… Nitekim toplantıya geleceÄŸi ilan edilen CumhurbaÅŸkanı Talabani’nin temsilcisini göndermesi, bu inisiyatif mücadelesinin yansıması sayılabilir. DiÄŸer tarafta eski baÅŸbakanlardan ve Åžii bloÄŸun önemli isimlerinden Ä°brahim Caferi’nin toplantıda konuÅŸma yapması, Irak deneyimini “Arap baharı”yla iliÅŸkilendiren temanın bir ÅŸekilde öne çıkarılma çabası, bu resmi temsilin baÄŸlantıları açısından önemli. Zira Arap baharına model olmak iddiasının moda haline geldiÄŸi son günlerde Irak merkezi yönetiminin ve Ä°ran’ın Suriye’ye iliÅŸkin tavırları bilinmeden durumun açıklanması zor.

Açıklanması zor; zira konferansın yapıldığı otelin yanı başındaki parlamento binasına daha yakın zamanda bomba atıldığı düşünülecek olursa bu açıklamalar, iç geliÅŸmelerden çok bölge dengelerine yönelik bir mesaj olarak okunabilir. OlaÄŸan üstü güvenlik tedbirlerinden sonra ancak girilebilen “yeÅŸil bölge”de bile bu tür olayların yaÅŸanıyor olması, hala iÅŸgalin gölgesinin hissedilmesi, etnik ve mezhebi ayrışmanın biçimsel demokrasi görünümüne raÄŸmen giderilememesi ile bu iddia nasıl izah edilebilir? Eski baÅŸbakanlardan Ä°brahim Caferi; bu tür soruları savuÅŸturmak istercesine: “Irak’taki demokratik tecrübeyi yabancılar kurmadı; halkın iradesi tesis etti. Bunun ispatı ise yakın zamanda varılan anlaÅŸma ile son yabancı askerin de ülkeden çekilmesidir” mesajını verdi.

Tüm bu politik mülahazalar bir yana BaÄŸdat tarihinin en büyük travmasını yaşıyor. Bu duruma en çok “demokratik travma” denebilir. Tarihin en büyük ironisi yaÅŸanıyor sanki Irak’ta. Kapalı kapılar ardında Irak demokrasi tecrübesi tartışılırken dışarıda onca dev beton blokların kuÅŸattığı “yeÅŸil bölge”nin dışına çıkmaya korkuyor insanlar. Tepeden tırnaÄŸa silahlandırılmış askerlerin ve her 200 metrede bir zırhlı aracın koruduÄŸu bir yoldan “yeÅŸil bölge” sınırına geldiÄŸimde hiçbir yabancı ülkeye giriÅŸimde karşılaÅŸmadığım bir güvenlik taramasından geçtik. BindiÄŸimiz araçlar detektörlerle bir kaç kez arandı. Devlet misafiri olmamıza raÄŸmen bu denli sıkı tedbir uygulanıyorsa normal vatandaşın durumunu kıyaslayabilirisiniz. Sınırda “yeÅŸil bölge”de yaÅŸayanların oluÅŸturduÄŸu uzun araç kuyruÄŸunu gördüğümde burada hayatın nasıl aktığı konusunda bir acıma duygusu burktu içimi.

BaÄŸdat’ın en merkezi bölgesi olan ve devlet kurumlarının, diplomatik temsilciliklerin, en önemlisi de Amerikan büyükelçiliÄŸinin bulunduÄŸu ve beton duvarlarla çevrili, olaÄŸanüstü güvenlik taramasından sonra girilen bu bölgede durumun ne zaman normalleÅŸeceÄŸi sorusunu sorduÄŸum yetkili ve sivil Iraklıların bunu hayal bile edemediklerini anladım. BaÄŸdat’ın merkezindeki “yeÅŸil bölge” güvenli diÄŸer kısım ise “kırmızı bölge”, yani tehlikeli… BaÄŸdat tarihinin en büyük travmasını sembolize ediyor “yeÅŸil bölge”… Bölünmüşlüğünün ve kendisiyle, toplumuyla, kültürüyle; hâsılı kendi medeniyetiyle olan barışıklığını yitirmiÅŸliÄŸinin sembolü…

Evet, demokrasi geldi, etnik ve mezhebi gruplar temsil imkanı buldu… Biçimsel olarak her ÅŸey yerli yerinde. Ama temelde eksik olan bir ÅŸey var. BaÄŸdat kendi tarihsel birikimini ve hafızasındaki deÄŸerleri yeniden hatırlamadan bu bölünmüşlük, yani BaÄŸdat’ın kalbine saplanan “güvesizlik” ortadan kalmayacak. Geçen yüzyılın dünya sistemi OrtadoÄŸu’nun baÄŸrına yabancı bir hançer gibi Ä°srail’i sapladı. 21. yüzyılın OrtadoÄŸusunda ise BaÄŸdat’ın kalbine bu ayrışmayı yerleÅŸtirdi…

BaÄŸdat ve ardından Åžam, Ä°slam’ın iki öncü ÅŸehri… Günübirlik çekiÅŸmelerin uzağında “Åžam ve BaÄŸdat bize ne söylüyor, neyi hatırlatıyor”u konuÅŸmadan bu kaostan çıkmamız imkansız. Yeniden BaÄŸdat, Åžam; yeniden Kudüs ve Ä°stanbul’un anlamımı düşünmek vaktidir.

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on December 1, 2011

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar: