Hindistan’ın dökülen makyajı: Keşmir

Müslümanların taraf olduğu kriz alanlarında sorunların çözümü için bazen eldeki imkânların yeterince kullanılmadığı, bu nedenle de bir yalnızlaşmanın yaşandığı gerçek. Toprakları işgal edilen, temel insani hakları elinden alınan Müslüman azınlıkların taleplerinin çözümsüzlüğe kurban edilmesi bizzat şiddetin kaynağı olmaktadır.

Askeri ve siyasi olarak devlet gücü karşısında ezilen, terörize edilen, ötekileştirilen Müslümanlara ‘azınlık olarak yaşamasını öğrenmeleri’ tavsiyesi de hayli konformist bir yaklaşım. Oysa fiili durum ne olursa olsun Müslüman azınlıkların genelde temel sorunu insani ve İslami taleplerinin karşılanmaması sebebiyle (çoğunlukla) bir zamanlar hakim oldukları topraklarda ikinci sınıf insan muamelesi görmeleridir. Yaşanan isyan duygusunun temel kaynağı da budur. Çaresizliğin bu noktaya geldiği durumlarda da yer yer fiili direniş hareketleri devreye girebilmekte. Hatta kimin kim adına savaştığının bile belli olmadığı ortamlarda en büyük zararı yine Müslüman azınlıklar görebilmektedir. Üstelik bölgesel hesaplar, rakip devletler arası çekişmeler bu silahlı çatışmaları manipüle edebilmektedir.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on May 2, 2017

Tags: