Suriye’de karartma ve medya stratejileri

Suriye olaylarını takip edenlerin dikkatinden kaçmamıştır. Her kritik toplantı, karar, diplomatik girişim arifesinde sarsıcı, önemli olaylar yaşanıyor.

Bu önemli olaylar, kimi zaman muhalifler tarafından duyurulan durumlarda olduÄŸu gibi, Esad güçlerinin katliam katsayısını artırdığı, bir günde yüzlerce katliamın iÅŸlendiÄŸi haberleri oldu. Uluslararası düzeyde ise BM’de Suriye’ye iliÅŸkin bir karar alınacağı zaman ÅŸiddetin, daha doÄŸrusu vahÅŸetin dozajında meydana gelen ani artışlar haber ajanslarının gündemini dolduruyordu.

Bu tür haberlerin gündeme yoğun biçimde sunulmasının uluslararası toplumu Baas rejimine karşı alınacak kararlar için etkilemeye yönelik olduğu çok açıktı. Böylece işlenen cinayetlere dikkat çekilmiş olacaktı.

Suriye’deki iç savaÅŸta etkili olabilecek Batılıların vicdanına seslenen olayların dışında, muhalefetin bir tür rüştünü ispatlayan haberler de gündemde ağırlıklı olarak yer aldı. Åžam’ın merkezinde, Esad’ın en yakınındaki isimlerin bombalanarak öldürülmelerinin muhalefetin oluÅŸum ve tanınma aÅŸamalarında gerçekleÅŸmesi ve bunun Batılı medya üzerinden dünyaya duyurulması gibi önemli geliÅŸmeler meydana geldi. Bu açıdan bakılınca muhalefetin en baÅŸarılı olduÄŸu mücadele alanının medya olduÄŸu söylenebilir. Hem propaganda hem de kendilerini anlatmak konusunda iletiÅŸim imkanlarını kullanmada baÅŸarılı sayılırlar.

Muhaliflerin medya stratejisi birkaç temele dayandırıldı. Esad rejimine karşı isyanı haklılaştıran, mazlumiyet halini pekiştiren bir algının oluşması… Bunun için de çok zorlandıkları söylenemez. Sivil insan kayıplarını dünyaya aksettirmek yeterli göründü. Buna paralel olarak muhatap alınma isteklerinin, rejimin karşısında tek alternatif olduklarına dair yayınlarımda mağduriyet konusu kadar etkili oldukları söylenemez.

Benzer biçimde Esad tarafı da kendi açısından yabana atılmayacak bir medya stratejisi uygulayarak 70 binden fazla insanın hayatına rağmen masumiyet tablosu çizmeyi başardı. Özellikle muhalefetin yumuşak karnı olan İslamcılık/terörizm özdeşlemesine yönelik görüntülü medya çalışmaları rejimin en etkili propaganda aracı oldu. Esad ve Baas rejimi, Batılılara ve Müslümanlara yönelik iki farklı meşruiyet kazandırma çalışması yürüttü… Baas rejiminin laik karakteri ve İslamcılığın alternatifi olarak tercihe şayan sayılması, Batılılara karşı etkin olarak işlendi. İslam dünyasına karşı ise İsrail karşıtlığı ve direniş hattı söylemi…

Tüm bu medya savaÅŸları sırasında Batılı medya aÄŸlarının pozisyonu medya teorilerini altüst edecek çeliÅŸkilerle doluydu. Suriyeli muhalifleri baÅŸta Arap Baharı baÄŸlamında alkışlayan medya, özellikle Amerika’nın siyasetine uygun dil kullanmakta gecikmedi. Hatta Batılı kamuoyunu Suriye konusunda uyaran, ayartan ve karartan bir iÅŸlev gördü. Medya-siyaset iliÅŸkisinin en somut biçimde nasıl yön deÄŸiÅŸtirebileceÄŸinin, yeni siyasetlerin uygulanması için toplumsal destek oluÅŸturmada nasıl iÅŸlevsel olabileceÄŸinin somut örnekleri sergilendi. Bu süreçte Türk basınının sergilediÄŸi tavrı ayrı bir yazı konusu yapmaya deÄŸer olsa da, Türk basınının Batılı haber ajanslarının ve kuruluÅŸların etkisini doÄŸrudan yansıttığını, resmi politikalara genelde paralel davrandığını hemen belirtmekte yarar var.

Reyhanlı’da olup bitenleri bu çerçevede nasıl deÄŸerlendirilmeli? Her ÅŸey bir medya kampanyasından mı ibaret? Mc Luhancılık yaparak söyleyecek olursak her ÅŸey aracı-mesaj iliÅŸkisinden mi ibaret? Suriye’de yaÅŸanan bir iç savaÅŸ var ve bunun maliyeti 82 bin insan canı ve milyonlarcasının evsiz yurtsuz duruma düşmesi ile birlikte Türkiye’nin her anlamda taraf olarak bu yaÅŸananlardan da pay almasının kaçınılmaz oluÅŸudur.

Reyhanlı’da patlayan bombaların açtığı yaralar üzerine haber yasağı konuyorsa ciddi bir medya savaşı da veriliyor demektir.

Soru ÅŸu: Bu denli büyük bir saldırı neden ÅŸu zaman diliminde meydana geldi. BaÅŸa dönecek olursak Suriye konusunda yeni bir döneme girilen her karar aÅŸamasında ses getiren olaylar meydana geldi. Bunun Türkiye’de de gerçekleÅŸmiÅŸ olmasının özel bir önemi olduÄŸu muhakkak.

Sadece tarafların Rusya ve Amerika arasındaki görüşme trafiÄŸini izleyenler Suriye’de yeni bir sürece girilmekte olduÄŸunu, Esad’ın Batılılara Türkiye üzerinden mesaj verdiÄŸini çıkartabilir.

Britanya BaÅŸbakanı Cameron Putin’le, Kerry Lavrov’la görüştü. Daha önce Merkel yine bu konuda Putin’le görüşmüştü. Bu arada Netanyahu’nun Çin ve Rusya görüşmelerinin gündemi de Suriye konusuydu. Tayyip ErdoÄŸan’ın Amerika ziyareti, Cameron’un Obama’yla görüşmesi, muhalefet üzerindeki etkisi malum Katar Emiri’nin Obama’yla görüşmesi üst üste konduÄŸunda muhtemelen Cenevre görüşmelerinde yeni bir aÅŸamaya girilebilir. Bu aÅŸamanın iç savaşı sona erdirecek bir adım olması ise zor. Cameron Obama görüşmesi açıklanan muÄŸlak ifadeler durumun özeti gibi…

Ancak bu patlamalarla Esad, Türkiye’nin askeri müdahaleyi önceleyen politikalarına açık bir meydan okuma olduÄŸu, Türkiye üzerinden Batı’ya ve Rusya’ya mesaj vererek ölmediÄŸini göstermek istiyor. Åžimdiden ölü sayısında kesin rakamın bilinmediÄŸi bombaların acısını ilk kez bu denli yakından hissettiÄŸimiz ÅŸu günlerde, bu acının kat kat fazlasını Suriyeliler’in kaç zamandır yaÅŸamakta olduÄŸunu siyasetçiler, Türk medyası, dünya bir kenara not edecek mi acaba?

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on May 14, 2013

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar: