Put yapımevinde ulus inşası

Balkanlar söz konusu olduÄŸunda iki türden oryantalizmden bahsedilebilir; ilki Batı Avrupa’nın Balkanlar’ı (tüm unsurlarıyla beraber) ‘öteki’ olarak görmesi, ikincisi de Osmanlı sonrası gayrimüslim unsurların Müslüman unsurları ötekileÅŸtirmesi, küçümsemesi, aÅŸağılaması.

Bu katmanlı oryantalizm, aynı zamanda yeni ulusdevletlerin derin komplekslerini bastırma, büyüklük komplekslerini gizleme iÅŸlevi de görür…

Ãœsküp’ü yıllar önce ilk gördüğümdeki tepkimi çok iyi hatırlıyorum; ‘Bu ÅŸehir nasıl elden çıkar?’ Evet, olanca tahribata raÄŸmen Ãœsküp kubbeleri, minareleri, köprüsüyle siluetini oluÅŸturan tarihi dokusuyla tipik bir Osmanlı ÅŸehridir. Bursa’nın Balkanlar’daki uzantısıdır adeta.

Hem nüfusunun önemli kısmının Müslümanlardan oluşması, hem de şehrin siluetine bugün de diri olan İslam geçmişinin damgasını vurması, Osmanlı reddiyesi üzerine inşa edilmeye çalışılan ulusdevletin simgesel anlamının üstüne çıkan bu yeni Makedon kimliğin ne kadar saçma ve zorlama olduğunu ima eder.

Bu nedenle Ãœsküp resmi ve fiili baÅŸkent olmasına raÄŸmen, Makedon devlet eliti, özellikle uluslararası kabulleri, programları, daha az Osmanlı görüntüsü veren veya o hale getirilen Ohri’de gerçekleÅŸtirmeyi tercih ederler.

Üsküp Makedon ulusçuluğunun paranteze almak istediği, yok saydığı, yüzleşme cesaretini gösteremediği Osmanlı geçmişini çok fazla hatırlatır. Hatırlatmakla kalmaz, yeni ulusdevlet inşasının ne kadar yapay, anakronik temellere yaslandığını da her an ihtar eder.

Ne var ki, Balkan ülkelerinin büyüklük kompleksine kapılmaları, kendilerine yeni bir ulus kimliÄŸi inÅŸa ederken gerçeklikle baÄŸlarını koparıp anakronizme düşmeleri, dahası, ötekisi olarak gördükleri Müslüman kimliÄŸi ve Osmanlı geçmiÅŸini yok sayma, yok etmeye dönüşüp baskıcı bir hal alır. Bunun acı örnekleri Bosna ve Kosova’da yaÅŸandı.

Makedonlar ise kendilerine farklı bir önem atfetmek isteyerek yeni bir tarih icat ederken tarih öncesi bir geçmiÅŸ üzerinden bugünü biçimlendirmek istiyor ve tümüyle tarih dışına düşüyorlar. Bunun tipik örneklerinden biri hemen her küçük Balkan ulusdevletinde görülen, her tepeye devasa haç dikmek! Böylece seküler ulus kimliÄŸine dini bir boyut katarak Müslümanlara meydan okuyan kabalık nerdeyse unutulmuÅŸtu ki, Ãœsküp’te gördüklerim her ÅŸeyiyle çok ÅŸaşırttığı gibi akıl ve tarih dışı bir fetiÅŸizmin neler yapabileceÄŸini hayretler içinde ihtar etti.

Ãœsküp’ün en estetik tarihsel yapılarından biri ÅŸehrin ortasından geçen Vardar nehrinin üzerindeki Osmanlı köprüsüdür. Eski ÅŸehir; köprüsü, kalesi, Türk çarşısı ve göğe yükselen minareleri, arada boy gösteren kiliseleriyle tipik bir Osmanlı-Ä°slam ÅŸehridir.

Makedonya hükümeti baÅŸlattığı bir proje ile Makedonların yoÄŸun olarak yaÅŸadığı, resmi kurum ve modern yapıların oluÅŸturduÄŸu kesim ile Vardar’ın karşı yakasındaki, tarihi kesimi birleÅŸtirilen köprünün her iki tarafına devasa heykeller dikmiÅŸ. Her tür estetik ölçüden yoksun devasa ölçekteki Büyük Ä°skender heykeline karşı, babası Filip’in heykeli… Köprü başı ve etrafındaki meydanda adeta çirkinlik abidesi ve ÅŸehrin ölçülerini zorlayan büyüklükte dev heykeller… Hepsi ya tarih öncesi Makedonların sahip çıktığı figürlere ait yahut tümüyle Hristiyan döneme ait aziz heykelleri… Adeta Ãœsküp’ün minarelerini, kubbelerini bastırmak için özellikle konumlandırılmış.

Yeni yapılan resmi binaların Antik Yunan mimarisinden esinlenmiÅŸ tarzı bir yana, komünist dönemin tahribatından ayakta kalan, yaÅŸayan Ä°slami unsurları, Osmanlı mirasını gölgede bırakmayı amaçlayan, ÅŸehrin hüviyetini, tarihi tecrübesini yok sayan eserler… Yarı mitolojik, antik çaÄŸa gönderme yapan mimariyle ÅŸehri yeniden kurma çabası, yirminci yüzyılın ilk yarısındaki örneklerine bakınca, ideolojik tarih okumasının çok geç kalınmış bir yorumuyla yeni bir kimlik halinde taÅŸa betona dönüşüyor.

Balkanlar’da yaÅŸanan acı tecrübe ÅŸunu çok net gösterdi: Osmanlı’ya tepki ile oluÅŸan ulusdevletler ve ulus kimlikleri tahakkümcü oldukları kadar saldırganlaÅŸtırıcı bir sonuç doÄŸuruyor. Osmanlı ile barışmadan ne gerçekliÄŸi olan yeni bir kimlik oluÅŸabilir ne de Balkanlar’da yeni bir düzen kurulabilir. Makedonya’da artık yüzde elliye varan Müslüman varlığını, bunlarla beraber Makedonların da paylaÅŸtığı Osmanlı tecrübesini ve birikimini yok sayarak, sadece tarihi deÄŸil yaÅŸayan bakiyelerini de yok ederek, totaliter bir anlayıştan baÅŸka bir ÅŸey üretilemez. Put yapımevini andıran ÅŸehrin meydanlarına dikilen, aklı zorlayan ölçekteki heykelleri siyasi ağırlığına güvenerek diken bir anlayış; ötekileÅŸtirici olmakla kalmaz, kendini tahrip edecek çatışmayı da davet eder.

Ýlgili YazýlarDünya, Düşünce, Siyaset

Editör emreakif on March 18, 2014

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar