Ordu Ä°hvan’ın biatını kabul edecek mi?

Mısır ordusunun hükümete verdiÄŸi muhtıranın 48 saatlik süresi dolmadan hemen önce, birkaç saat sonra tüm tahminleri altüst etmeye aday siyasi atmosfer içinde yazmak epey riskli… Buna raÄŸmen Mısır’da olup bitenler Arap baharı parantezinde ele alındığında bana heyecan vermiyor. Tuhaf olan ÅŸu ki, Ä°hvan destekli Mursi’ye karşı ordunun verdiÄŸi muhtıra baÅŸarılı olsa da olmasa da ortaya çıkacak esasa dair sonuçlar pek deÄŸiÅŸmeyecek.

Bunun iki sebebi var: Biri Ä°hvan’ın 80 yıllık verdiÄŸi mücadele ve sistemle kurduÄŸu iliÅŸkinin mahiyeti, ikincisi Arap baharı parantezine alınmış bir Ä°slami hareket söyleminin iktidar olma/kalma mücadelesinin anlamı…

Mısır’a Türkiye’den bakarak yapılan yorumların bir tür ‘beyaz Avrupalı kibri’yle karışık anakronizm ve cehaletle malul olduÄŸunu söylemeye gerek yok. Türkiye’deki toplumsal, siyasal yapılara bakarak Mısır’da darbe, deÄŸiÅŸim analizleri sadece burada saf tuttuÄŸunuz cepheyi tatmin etmeye yarar.

Mursi’nin ‘demokrasi uÄŸrunda ölmek tarihe bir leke olarak geçmekten iyidir’ sözünün Ä°hvan tarihi açısından neye tekabül ettiÄŸi sorgulanmadan ne siyasal mücadelenin zemini ne de Arap baharı anlaşılabilir.

Mursi’nin kalması ya da kalmaması, Ä°hvan’ın sistemle kurduÄŸu iliÅŸkinin bir biat iliÅŸkisi mi yoksa onu elde etme iliÅŸkisi mi olduÄŸu sorusuyla yüzleÅŸmeden çözümlenemez. Burada sistemin somut ifadesi ordudur ve sorun Mısır ordusunun Ä°hvan’ın biatini kabul edip etmeyeceÄŸi sorunudur. Bundan sora Mısır siyasal sisteminin alacağı ÅŸekil ve muhtevayı bariz biçimde belirleyecek olanın ne olacağı hususu da, Ä°hvan’la ordu arasındaki bu iliÅŸkinin ne ÅŸekilde sonuçlandığı sorusuna verilecek cevaba baÄŸlıdır.

Sanılanın aksine Müslümanların devlete olan biatinden yahut Müslümanların dışındaki gruplardan söz etmiyoruz. Çünkü Mısır gibi bir ülkede siyasal meÅŸruiyetin temel belirleyicisi, son kertede hala Ä°slam’la iliÅŸkilendirilmek zorundadır. Liberal, seküler denilen bloÄŸun ne toplumsal tabanı vardır ne de kendilerine hayatiyet saÄŸlayacak bir referans sistemleri.

Bu nedenle ordu, sivil iktidar ve muhalefet iliÅŸkilerinde ortaya çıkan gerilim Türkiye’deki ezberle tam anlamıyla örtüşmüyor. Bu örtüşmeme durumu hem muhafazakar, hatta Ä°slamcı çevreler hem de Batıcı seküler çevrelerin görmek istediklerinden farklı gerçeklik zeminine oturuyor. Bu çerçevede tartışmanın odağında var sayılan birkaç temel kavram ve kurumu ele almakta yarar var.

Ordu: Mısır toplumunun ordu algısı ve ordunun sistem içindeki yeri, modern zamanlarda Türkiye’de yaÅŸanan gerilimden çok farklı. Siyaset kültürü içinde Mısır ordusu Ä°srail’e karşı savaÅŸmış bir ordu imajı üzerinden meÅŸruiyetini saÄŸlar ve bunu da sonuna kadar kullanır. Unutmayalım ki, Mübarek bile Ä°srail’e karşı savaÅŸmış bir asker olmakla kitlelerin karşısına çıkıyordu. Polis ve istihbaratın sivil halka göz açtırmayan doÄŸrudan baskısı karşısında ordu ülkenin hem ekonomik hem manevi ufkunu kapsayan otoritedir adeta. Bu nedenle ne ordu halka karşı silah kullanmayı ne de halk askeriyle çatışmayı göze alır. Kaldı ki yol inÅŸaatlarından emlak sektörüne kadar ekonomiyi kuÅŸatan bir ordunun sistemin ve hayatın merkezinde olduÄŸu unutulmamalı.

Laiklik: Mısır baÅŸta olmak üzere OrtadoÄŸu toplumlarında, Batılı eÄŸitim almış seçkinler hariç, kitlelerin böyle bir sorunu yoktur. Ve toplumsal kesimler arası iliÅŸkiyi ve de birey-devlet iliÅŸkisini belirlemede tek kriter deÄŸildir. Türkiye’nin Arap baharından sonra laiklik tavsiyesi ile çıkarma yapması, uluslararası sistemde onay alsa da ne Mısır ne de diÄŸer OrtadoÄŸu ülkeleri nezdinde karşılık bulmadı. Hayat tarzı üzerinden yürütülen tartışmaların toplumsal karşılığının ne olduÄŸunu görmek isteyenler laik ve Batıcı etiketiyle Türkiye ile özdeÅŸlik iliÅŸkisi kurulmak istenen kitlenin giyim tarzına, meydanda cemaatle kılınan namazlara bakmalarında yarar var. Laiklik olmadığı takdirde dini azınlıkların yok olacağı propagandası bu toplumda bir arada yaÅŸama tecrübesinin hiç de yeni olmadığı gerçeÄŸinin göz ardı edilmesi demektir.

Ä°hvan’ın 80 yılı aÅŸkın muhalif bir hareket olarak yürüttüğü mücadele iniÅŸ ve çıkışlarla dolu… Darbeler, takipler, idamlarla dolu bu süreçte zikzaklar olsa da en azından söylem düzeyinde muhalif bir siyasal dilde ısrarcı oldu. UzlaÅŸmaya gittiÄŸi dönemlerde de savunduÄŸu temel tasarımlarını en azından retorik düzeyde vazgeçmediÄŸini beyan etti.

Arap baharı, Mısır başta olmak üzere İhvan hareketinin kollarına yeni bir pencere açtı. Dayak yedikleri sistemlerle barışma, buna karşılık küresel sisteme biat etme teklifi…

Muhtıra veren ordunun Mursi’nin biatını sistem adına kabul edip etmeyeceÄŸi, sadece Ä°hvan’ın siyasal geleceÄŸini deÄŸil Mısır’ın varoluÅŸ kodlarını da yeniden düzenleyecek. Mursi’nin demokratik deÄŸerler sistemi uÄŸruna canını feda etmeye hazır olduÄŸunu açıklaması, Ä°hvan’ın biat etmeye hazır olduÄŸunun ilanıdır. Ordunun ise, Mısır müesses nizamının, küresel sistemin bu biati kabul edip etmeyeceÄŸi henüz kesinleÅŸmedi.

Dışarıdan bakınca aynı anda Türkiye’nin 1960 ihtilalini, 12 Mart muhtırasını, hatta 28 Åžubat’ını iç içe yaÅŸadığı görüntüsü veren Mısır’da tümüyle farklı toplumsal yapı ve siyasi anlayışların çatışması yaÅŸanıyor.

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on July 4, 2013

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar:
Bir Önceki Yazý: