Ä°slam vs Ä°slam

Amerika’nın OrtadoÄŸuda ‘terörizmle mücadele’ adına uygulamaya koyduÄŸu, özellikle Irak’ın iÅŸgali, Suriye ve Ä°ran’a baskı uygulanmasıyla somutlaÅŸan stratejinin, ister istemez askeri boyutu öne çıkıyor. Bölgede, doÄŸrudan tehdit altında olanlar bir yana, müttefiki durumundaki ülkeler bile, Amerika’nın saldırgan politikaları karşısında kendilerini güvende hissetmedikleri, asimetrik güç dengesinin doÄŸurduÄŸu vakumun içine çekilmekten endiÅŸe duymaya baÅŸladıkları aÅŸikar. BaÅŸta Türkiye gibi Amerikan müttefiki bir ülke olmak üzere bölgedeki tüm ülkeler bu vakum psikolojisi içine girmiÅŸ bulunuyor.

Tüm bu yaÅŸananlara raÄŸmen, kısaca Büyük OrtadoÄŸu Projesi olarak isimlendirilen Amerika’nın uzun vadeli hedeflerinin formüle edildiÄŸi bu stratejinin askeri operasyonla sınırlı olduÄŸunu varsaymak kadar yeni sömürgeciliÄŸin emellerine yardım edecek bir tutum olamaz. YaÅŸanan acılara, yıkımlara, bölgenin talan edilmesine, insanlık ÅŸerefinin ayaklar altına alınmasına raÄŸmen bu projeyi ekonomik soygun ve askeri iÅŸgalden ibaret görmek en büyük yanılgıdır. Sonuçta kapitalist sistemin ömrünü biraz daha uzatmak için bölgenin ekonomik kaynaklarını daha ucuza kapatacağı bir mekanizma oluÅŸturmak istiyor olsa da bunu sadece askeri iÅŸgalle sürdüremeyeceÄŸini Amerikalılar kadar en iyi OrtadoÄŸunun yerlileri bilir. Hele sömürgecilik silindirinden geçmemiÅŸ bir ülkenin insanları olarak bunu en iyi idrak edecek olanlardan biri biziz.

İdeolojik savaş aygıtları

 

Bunca sözü etmeme neden olan husus Londra’da yayınlanan bir Arap gazetesinde yer alan haber: El Kudüs El Arabi’nin haberine göre; ABD’nin Amerikan karşıtlığının kaynağı olarak görülen radikal Ä°slamı etkisiz hale getirmek için 1 milyar 300 milyon dolarlık bir bütçe oluÅŸturdu. Beyaz Saray, bu bütçeyi radikal Ä°slama karşı, ılımlı Ä°slamı desteklemeleri için Arap basınına, Ä°slami kurumlara ve düşünce kuruluÅŸlarına dağıtacak.

Buna benzer bir haber de 16 Nisan 2005 tarihli Yeni Åžafak’ın manÅŸetinde yer aldı. Buna göre Amerika BengaldeÅŸ’te yaklaşık 5000 imama 18 aylık bir ideolojik eÄŸitim verecek, çeÅŸitli Ä°slam ülkelerinden 500 kadar din adamını Amerika’ya götürerek daha sıkı bir eÄŸitimden geçirecekmiÅŸ. Amerika’da sahnelenerek dünya medyasına pazarlanan ‘kadın imam’ olayında olduÄŸu gibi Müslüman zihinlerin “Amerikan Ä°slamı” gibi versiyonlarıyla formatlandırma operasyonunun deÄŸiÅŸik uygulamalarına bundan böyle daha sık tanık olacağız.

Bu uygulama ile BOP arasındaki iliÅŸkiye geçmeden, Afganistan iÅŸgalinin arefesinde Henry Kissinger’in yaptığı bir ‘kehanet’i hatırlatmakta yarar var: “Bundan sonra çatışma medeniyetler arasında deÄŸil, Ä°slam’ın kendi içindeki anlayış farklılıkları arasında olacak”. Bir tür ‘Ä°slama karşı Ä°slam’ formulünün tarifini yapan Kissinger’in bunu zihin jimnastiÄŸi olsun için söylemediÄŸi bugün daha iyi anlaşılıyor.

Åžu anda en acımasız yüzüyle yani iÅŸgal, tehdit ve dökülen masum kanlarıyla önümüze çıksa da BOP’un sahipleri uzun vadede Ä°slam Dünyasını, OrtadoÄŸuyu iÅŸgalle yönetemeyeceÄŸini biliyor olmalılar. Sorun, kapitalist sistemin geldiÄŸi yeni aÅŸamada bu coÄŸrafyanın sisteme adapte edilip eklemlenmesi ise bunun yolunun ideolojik, kültürel ve zihinsel dönüşümden geçtiÄŸi açık. Amerika bir yanda baskı ve ÅŸiddet uygulayarak toplumların güvenlik duygularını yitirmelerini, inançlarına, dünya görüşlerine, kültürlerine olan güvenlerini sarsarak dönüştürmek istiyor. Projenin esas hedefi de kadim medeniyetlere beÅŸiklik eden bu coÄŸrafyanın insanın kendi deÄŸerlerine olan güvenlerini (ben idraki), medeniyet bilincini sarsmak, aidiyet duygusunu yitirmelerini saÄŸlayarak bir tür zihinsel dönüşüm geçirtmektir. Böylece ortaya çıkacak yeni insan tipi Amerikan ideolojisinin, dolayısıyla stratejik çıkarlarının yerli unsurları haline gelebileceklerdir.

Ä°ki aÅŸamaya dikkat

 

Bunun için iki yöntem izliyor. İlki, kadın imam olayında olduğu gibi Müslümanlara her şeyi kendisinin belirlediği, formatladığı bir din anlayışını dayatmak. Dayatırken aşağılamak, Müslümanların özgüvenlerini yıkmak. Psikolojik savaş yöntemlerini hatırlatan bu tavır toplumların kendilerine olan güvenlerini gerekirse aşağılayarak sarsmayı amaçlamaktadır. Iraklı tutuklulara uygulanan insanlık haysiyetini sarsmayı hedef alan özellikle cinsel taciz içerikli işkence yöntemleri ve bunların medyaya yansıtılarak tüm insanlar üzerinde salmak istediği dehşet duygusunun müstehcenliği ile kadın imam maskaralığının dayatılması arasında muhteva olarak hiçbir fark yok.

Müslüman bilinci sarsmaya yönelik toplum mühendisliÄŸinin önemli ayağı operasyonel olarak Ä°slam ülkelerindeki yerli unsurları kullanılmasına dayanıyor. Artık kutsanan kavram ve kurumlar haline getirilen sivil toplum gibi oluÅŸumlar sivil, demokrat, modern Ä°slam’ın ılımlı yüzü olarak arzı endam edecektir. Yukarıdaki iki olayda taşıyıcı unsurlar olarak sivil toplum kuruluÅŸlarının seçilmiÅŸ olması Türkiye’de de bu türden operasyonların nasıl yürütüleceÄŸi hakkında bir uyarı sayılmalıdır.

OrtadoÄŸunun kültürel yapısını deÄŸiÅŸtirmeye, zihniyetini dönüştürmeye (indoctrination) yönelik operasyonla yeni bir insan ve toplum modeli oluÅŸturarak Ä°slama karşı Ä°slam formülünü realize ederek çatışmanın içeriye taşınması amaçlanmaktadır. DeÄŸiÅŸmeye direnmek, çağı anlamamak, küreselleÅŸmeye karşı çıkmak gibi suçlamalarla siyasetçiler, aydınlar, önderler BOP’la suç ortaklığına teÅŸvik edilmektedir.

Ýlgili YazýlarDüşünce, Siyaset

Editör emreakif on February 21, 2005

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar