Filistin BDP’nin de ortak paydası

Siyasi gerginliÄŸin zirvede olduÄŸu, bunun siyasal parçalanmışlık görünümüne dönüştüğü bir ortamda ilginç bir ziyaret trafiÄŸi yaÅŸandı. Parçalanan cesetler üzerinde yapılan polemiklerle, acımasız ithamlarla gerilen siyasal ortamda Filistinli bir liderin, hem de HAMAS gibi ideolojisi seküler partilerce dışlanan bir hareketi temsil eden Ä°smail Haniye’nin ziyaretinin kendisinden çok, bu ziyaretin temsil ettiÄŸi anlamı düşünmeye deÄŸer buluyorum.

Mecliste temsil edilen partiler tarafından kabul edilen Haniye’nin sembolik deÄŸeri hepsinden ağır basan ziyaretinin en ilginç aÅŸaması, BDP genel baÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ ile gerçekleÅŸen buluÅŸmasıydı. Semboller üzerinden siyasal analiz yapmak bazen maksadı aÅŸabilir ancak siyasetin temsil ettiÄŸi toplum ve onun yaslandığı kültür ve tarih açısından metaforik göndermeler çok daha açıklayıcı olabilir.

Ä°smail Haniye’nin BDP genel baÅŸkanını Kudüs’e davet ederken Kudüs’ü Haçlı kuvvetlerinden alan Selahattin Eyyubi ile isim benzerliÄŸine dikkat çekmesi ve “Kudüs yeni Selahaddin’ini bekliyor” demesinin diplomatik bir jestten öte anlamı olmalı.

Bu ziyaret ve “yeni Selahaddinler” beklentisi üzerinde durmakta yarar var.

Her ÅŸeyden önce Filistin olanca siyasal farklılıklarına raÄŸmen Türkiye’deki hemen her kesimin ortak sorunudur. Filistin’e duyulan ilgi dünyanın herhangi bir coÄŸrafyasında yaÅŸanmakta olan bir insanlık trajedisinden öte anlamlara sahip bu toprakların insanı için. Siyonist sömürgeciliÄŸe karşı direniÅŸin yanında olmanın, dünya egemenlerinin bölgeye dayattığı kan ve ölüm getiren iÅŸgali reddetmenin, Filistinlilerin mücadelelerinin yanında olmanın farklı siyasal görüşlerine raÄŸmen tüm siyasi partilerin ortak noktası olduÄŸunun altını çizmeli.

Özelde Selahaddin Eyyubi ismine yapılan vurgu, Kudüs’ün kurtarılması bu davanın temelini oluÅŸturur. Kudüs’ün iÅŸgali sorunu yok sayılarak Filistin’e sahip çıkılamaz. Filistin iÅŸgal edilmiÅŸ herhangi bir toprak parçası olmadığı gibi, Filistinliler de Kudüs’süz bir özgürlük peÅŸinde deÄŸiller.

Tam bu noktada BDP ziyaretinde Filistin bahsinde özel olarak Selahaddin Eyyubi vurgusunun yapılması, etnik temelli siyaset yapan BDP için de önemli bir mesajdır. Kudüs’ü Haçlı ordularının iÅŸgalinden kurtaran Selahaddin ile DemirtaÅŸ arasında hem isim hem etnik örtüşme bulunması bir yana Kudüs’ün temsil ettiÄŸi anlam çerçevesine gönderme yapar.

PolemiÄŸe girmeden Filistin ve Kudüs’ün bu ülkenin insanı için ne anlama geldiÄŸini hatırlamalı önce. Siyasi arenada tüm farklılıkların buluÅŸtuÄŸu çok az ortak paydadan biri olduÄŸunu bilelim. “Ä°srail’in baÅŸkenti” gibi laflar edebilen okumuÅŸlarımıza raÄŸmen, Ä°srail’le Filistinlilerin iliÅŸkisini Türklerle Kürtlerin iliÅŸkisine benzeten hafızasız aydınların, gönüllü nüfuz casusluÄŸuna soyunan entrikacıların zorlamalarına raÄŸmen ulus sınırlarını aÅŸan derinliÄŸe sahip Kudüs hafızamızda.

Etnik temelli bir siyasi partiye “Selahaddin” hatırlatması yapılması kaba bakışla empati kurmak çabası olarak yorumlanabilir. Oysa bu coÄŸrafyanın hafızasında çok daha derin bir sembolik deÄŸere gönderme yapıyor. Selahaddin Eyyübi Kürt asıllı idi. Arap ya da Türk olmasının bu coÄŸrafyanın kültürü açısından belirleyici, ayrıştırıcı bir özelliÄŸi yok. Kaldı ki Selahaddin’in kardeÅŸlerinin isimlerinin Türk isimleri olması da bu etnik temelli yaklaşımı çürütüyor. Muhtemelen annesi Türk’tü… Ya da deÄŸildi ne önemi var!

Haçlı ordularına karşı tüm Müslümanları birleÅŸtiren Selahaddin Eyyubi’nin ordusu Türkler, Araplar ve Kürtlerden oluÅŸuyordu. Modern anlamda milliyetçiliÄŸe, etnik ayrımcılığa yabancı olan bu toprakların insanı için önemli olan Kudüs ve onun temsil ettiÄŸi anlam çerçevesi.

Modern toplumlarda milliyetçiliğin ne denli ayartıcı, saptırıcı, parçalayıcı olduğunun farkındayım. Bu ülkede yaşayan insanların genlerine yabancı olan bu milliyetçilik virüsü ancak tarihi hafızamızı yenileyerek ve birleştirici, kalıcı değerleri hatırlatarak yok edilebilir.

Evet, Kudüs bugün de iÅŸgal altındadır. Kudüs, bugün de onu kurtaracak Selahaddinleri beklemektedir. Ama bu Selahaddin hiç bir zaman milliyetçi, ırkçı, bir Selahaddin olmayacaktır. Kendi ülkelerinde Selahaddin olamayan Türkler, Kürtler Kudüs’e sahip çıkacak anlamdan da, Kudüs’ü kurtaracak güçten de mahrumdurlar.

Kudüs yeni Selahaddinleri bekliyor. Selahaddin, bu coğrafyanın onun davasını, ruhunu keşfetmesini bekliyor.

Ýlgili YazýlarKültür, Siyaset

Editör emreakif on January 5, 2012

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Bir Önceki Yazý: