Çin olaylara nasıl bakar?

Geçen yılın deÄŸerlendirmesini yapan medya aygıtları, dünya çapında yılın ‘en’lerine dair yaptıkları seçmelerde bize adeta hangi pencereden bakmamız gerektiÄŸini telkin etmiÅŸ olurlar. Zaten yıl boyu bu haber kanallarının/aÄŸlarının/ajansların seçtiÄŸi haberleri onların sunum ÅŸekliyle algılıyoruz; hafızamız da ona göre ÅŸekilleniyor. Bu nedenle bu seçimlerin gerek görsel muhtevasına gerekse kronolojik sıralamasına zihnen hazır oluyoruz. Uluslararası haber tekellerine göre Batı merkezli, hatta Amerikan merkezli dünya algısını benimsememiz isteniyor. Amerikan medyasının kendi çıkarı doÄŸrultusunda ve bakış açısıyla dünyayı yorumlamasından daha tabii ne olabilir diye sorulabilir. Oysa sorun, bu medya aygıtlarının kendilerini dünyaya tarafsız, bütün insanlığı ilgilendiren haber servis ettikleri ÅŸeklinde takdim etmelerinde. Yerel medyaların da bu takdimi sorgusuz kabullenmeleri ve bu algıyı pekiÅŸtirecek biçimde kendilerine Amerikan gözüyle bakmaları… Mesela son bir yıl içinde Mısır’da yaÅŸanan olaylar, Amerikan algısına yakın bir biçimde mi yansıtıldı yoksa Mısırlıların ya da bölge insanının duyuÅŸ ve seziÅŸine uygun bir haber diliyle mi verildi?

Dünyada Amerika’dan ve Batılı müttefiklerinin küresel çıkarlarını ilgilendiren haberlerden daha önemli ÅŸeylerin gerçekleÅŸtiÄŸini kavramak için özel ilgi ve donanım gerekiyor. Ortalama haber okuyucusu için ÅŸimdilik bu zor. Sadece ‘ortalama’ dediÄŸimiz ‘sokaktaki insan’ın ülkesine, kültürüne dair özel tepkileri, refleksleri bu küresel algı kirlenmesine direnebiliyor. Bu refleksler de her zaman saÄŸlıklı olmayabilir…

Resmi Çin ajansının 2010 yılı için hangi olayı ‘en önemli’ seçtiÄŸine rastlayınca olaylara nereden bakıldığının gündemi nasıl farklılaÅŸtırdığını bir kez daha kavradım. Çin Xinhua haber ajansının seçtiÄŸi yılın en önemli 10 olayında, Amerika’nın Asya-Pasifik bölgesinde askeri güç dengesini deÄŸiÅŸtirecek stratejik adımı ilk sıraya konmuÅŸ. Panetta tarafından, Amerikan stratejik gücünün Pasifik ve Atlantik ekseninde yüzde elli – elli oranıyla dengeleme tercihi yerine, 2020 itibariyle yüzde altmış ağırlığın Pasifik’e kaydırılması kararının açıklanması Çin açısından görmezden gelinecek bir geliÅŸme deÄŸil. Resmi Çin ajansının bu seçimi Çin yönetimi açısından ÅŸimdiden alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. OrtadoÄŸu’ya kilitlenen bakış açımız küresel anlamda uzun vadeli geliÅŸmeleri kaçırmamıza neden olabilir. Ãœstelik yılın olaylarını bu denge deÄŸiÅŸimi açısından deÄŸerlendiren Çin bakış açısı; Obama’nın seçildikten sonra ilk dış gezisini Tayland, Burma ve Kolombiya’ya yapmasını, stratejik tercihin göstergesi olarak okunmakta hiç de haksız deÄŸil.

Yılın en önemli olaylarından biri olarak Müslüman KardeÅŸler’in Mısır’da iktidara gelmesini göstermesi ve bunu önemsemesi de baÅŸlı başına bir gösterge bence. Arap Baharı’nın tüm medyayı ilgilendirdiÄŸi muhakkak; Çin’in de bu denli öne çıkarmasının, olayın kendisinden çok, Asya devinin bölgeye olan potansiyel ilgisinden dolayı olduÄŸunu söylemeye gerek yok. Amerika’nın potansiyel rakibinin en önemli rekabet alanlarından birinin Afrika olduÄŸu düşünülürse bu tercih, medyatik görünse de, son derece stratejik aslında.

Afganistan, Pakistan ve Bingazi’deki Amerikan karşıtı dini tepkilerin yükseliÅŸi de üçüncü sıraya yerleÅŸmiÅŸ. Burada incelikli bir medya dili gözle çarpıyor. Amerikan karşıtlığını tehlike gibi gösterse de bu üç ülkenin doÄŸrudan Çin stratejik çıkar alanına girdiÄŸi ve bunu Amerika üzerinden dile getirdiÄŸi söylenebilir. Afganistan-Pakistan hattı doÄŸrudan Çin’in ilgi alanında, Libya ise Afrika rekabetinin konusu. Ä°kinci ve üçüncü sıraya konulan bu seçimler, ‘dini söylem’ ve ‘Amerikan karşıtlığı’ ile dile getirilse de Çin’in kendi stratejik ilgi alanlarını gündeme taşıyor. Dev komÅŸusu Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesi ancak beÅŸinci ve Japonlarla yaÅŸanan kriz ise altıncı sırada yer alabilmiÅŸ.

Çin, ticari yükseliÅŸine karşın askeri olarak Amerika’ya açıktan meydan okumaktan uzak duruyor ÅŸimdilik.. Özellikle Avrupa ve Amerika için öncelikli bölgelere dair doÄŸrudan müdahil olmak istemeyen bir tavır gösterse de alttan alta alanını geniÅŸletmeye çalışıyor. Bu tür haberlere stratejik çıkarların medya diline yansıması olarak bakmakta yarar var.

Ýlgili YazýlarSiyaset

Editör emreakif on January 3, 2013

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Bir Önceki Yazý: