Cenevre’den ne çıkar?

Suriye krizine çözüm bulma vaadiyle bile olsa toplanamayan uluslararası camia nihayet toplanmayı baÅŸardı. Ancak bu zirvede yeni olan tek ÅŸey; muhalifleri temsil eden heyetle Esad rejiminin temsilcilerinin aynı masa etrafında ilk kez bir araya gelmiÅŸ olmaları. Geçen süreye bakıldığında krize çözüm bulması beklenen aktörlerin bu denli isteksiz, iradesiz, ilkesiz ve en önemlisi samimiyetsiz olduÄŸu bir zirve toplantısı…

KonuÅŸmaların içeriÄŸi ne olursa olsun, insanların hala ölmekte olduÄŸu gerçeÄŸi ortada. Zamanlama olarak konferans öncesine denk gelen iÅŸkence resimleri ise vicdanları kanatmasının dışında, savaÅŸ hukukundan bile habersiz kimi muhaliflerin uygulamalarına odaklananların gizlediÄŸi büyük resmi ortaya serdi. Yaklaşık 11 bin insanın iÅŸkence altında can veriÅŸini resmeden belgeler yayınlandığında kim bilir daha kaç bin kiÅŸi benzer akıbeti yaşıyordu. Batı’nın bir tür vicdan rahatlaması yaÅŸaması için iyi malzeme sunan muhaliflere ait görüntülerin bedelini Suriye halkı çekti. Esad rejiminin devlet eliyle iÅŸlediÄŸi sistematik iÅŸkencelerin Cenevre’de sonuç almaya yönelik bir iradeye dönüşmesini beklemek imkansız görünüyor.

Çok önceden gerçekleÅŸmesi gereken bu zirvenin, bırakalım bir sonuç almasını, toplanması bile bir kazanç sayılıyor. Rusya ve Amerika’nın pozisyonları az çok belliydi. Kerry her ne kadar Esadsız bir geçiÅŸ sürecinin altını çizse de, pazarlık masasında bu konuda ne kadar ısrarlı olacağı, sözünün arkasında durup durmayacağı kuÅŸkulu. Rusya pozisyonundan geri adım atmamış gibi duruyor.

Cenevre’de bir adım atılması için iki tarafın temsili ve katılımı önemliydi. Bunlardan biri sadece politik olarak deÄŸil askeri olarak da Esad’ın yanında duran Ä°ran’ın katılıp katılmayacağı… DiÄŸeri ise muhaliflerin tavrı…

Ä°ran, siyasi olarak doÄŸrudan, Hizbullah üzerinden de askeri desteÄŸiyle Baas rejiminden yana tavır aldı. Ä°ster beÄŸenelim ister beÄŸenmeyelim Ä°ran’ın siyasi çözümde devre dışı kalması, alınan kararların sahaya yansımasını etkileyecek mahiyette. Ancak Ä°ran’ın daha önce kararlaÅŸtırılan Cenevre SözleÅŸmesini kabul etmemesi konferans sürecinde devre dışı kalmasına sebep oldu.

Cenevre 1 sözleÅŸmesi, bir geçiÅŸ yönetiminin kurulmasını esas alan bir zemini kabul etmeyi gerektiriyordu. Bunu reddederek Ä°ran, Esad’ın geçiÅŸ sürecinde devre dışı bırakılması önerilerine baÅŸtan set çekmek istedi. Nitekim Amerikan DışiÅŸleri Bakanı Kerry, geçiÅŸ hükümetinde Esad’ın yer alamayacağını savundu ama bu sözünün arkasında ne kadar duracağı meçhul.

Bir baÅŸka çeliÅŸki muhalefetin yapısal konumu ve siyasal tavrından kaynaklanıyor. Esad rejimiyle ilk kez masaya oturan ya da oturmaya zorlanan muhaliflerin ‘Ä°ran olursa biz yokuz’ demeleri de tuhaf kaçıyor. Bir baÅŸka açmaz ise, muhalefeti temsilen giden heyetin alacağı kararların sahada ne derecede etkili olacağı konusu. Nitekim baÅŸta Al-nusra olmak üzere benzer çizgideki sahada savaÅŸan gruplar Cenevre’de alınacak kararları tanımayacaklarını açıkladılar.

Türkiye’nin pozisyonunun ise daha önceki dönemde olduÄŸundan daha zayıfladığında şüphe yok. Hem takip edilen politikaların sonuçları ve ortaya çıkardığı çıkarlar… hem de uluslararası düzeyde Suriye’deki geliÅŸmeleri tek başına belirleme yönünde verilen imajın çoktan silinmiÅŸ olması… DiÄŸer tarafta iç politikada hükümeti sıkıştırmak adına yapılan tır operasyonları ve ‘Amerika’nın sesi’ türünden yayın yapan çokbilmiÅŸ strateji uzmanlarının iddiasının tersine kenara itilmiÅŸ, itibarsızlaÅŸtırılmış bir durumda da deÄŸil.

Cenevre’de Rusya ve ABD’nin anlaÅŸacağı bir çözümün çıkmasını beklemek beyhude olur. Ancak tüm tarafların pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeleri gereken bir yol haritasının iÅŸaretleri belirebilir. Bu durumun iÅŸaretleri epeydir verildi; her ne kadar Suriye üst perdeden konuÅŸup esip gürlese de kirli savaşın tarafı, muhatabı ve en büyük faili durumunda.

Türkiye de bu zamana kadar uygulanan Suriye politikasını yenilemek zorunda. Yapılan bazı resmi açıklamaların bu yönde iÅŸaretler verdiÄŸi sır deÄŸil. Hatta Esad’ın baÅŸta kalmasını bile ima eden açıklamalar oldu.

Suudi Arabistan’ın tüm yabancı unsurların Suriye’den arındırılmasına dair talebi Ä°ran’a yönelik olsa da muhalefet içindeki yabancıların nasıl geri çekileceÄŸi de ayrı bir soru. Ä°ran’ın masada olmadığı, sahadaki kimi silahlı grupların Cenevre’yi tanımadığını ilan ettiÄŸi bir ortamda siyasi çözümün nasıl gerçekleÅŸeceÄŸi bir muamma. Bu arada PYD’nin Suriye Kürtleri adına attığı son adımlar da tüm bu geliÅŸmelerin dışında çözüm bekleyen baÅŸka bir ajanda olarak duruyor.

Türkiye ve İran dahil bölge ülkeleri silahların susması için devreye girip çözüm noktasında inisiyatifi ele almadıkları müddetçe uluslararası toplantı muhabbetleri devam edecek. Masumlar da ya bomba yahut işkence altında can vermeye devam edecek! Bunca kayıptan sonra hala samimi bir adım atılamıyorsa inançlarımız ve insanlığımız açısından kendimizi sorgulamak durumundayız.

Ýlgili YazýlarDünya, Siyaset

Editör emreakif on January 23, 2014

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Daha Yeni Yazýlar: